Thread Rating:
  • 32 Vote(s) - 3.06 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri
#1
Oku-1 
   

Kâbe ve Hac - Hakkinda Bilgiler - Kâbe ve Hac - Kabe Resimleri


Kâbe (Arapça: الكعبة المشرفة‎, Kâbe-i Şerif),
Mekke'de bulunan yaklaşık olarak küp şeklinde bir ibadethanedir. İslâm
dininin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir.[1] Bu yapının etrafında
Mescid-i Harâm bulunur. Kur'an'da Kâbe'nin İbrahim ve oğlu İsmail
tarafından revaklarıyla inşa edilmiş olduğu belirtilir.[1]

Dünya'daki
bütün Müslümanlar, nerede olurlarsa olsunlar, namazlarını Kâbe'ye
dönerek kılarlar.[2][3][4] Kâbe'nin olduğu yöne kıble denir. İslâm'ın
beş temel şartından biri olan Hac sırasında Kâbe; farz olan ziyaret
tavafı ve vacib olan veda tavafı ile en az iki kere tavaf edilir.
Bunların dışındaki tavaflar ise sünnettir. Tavaf, (yukarıdan
bakıldığında) saat yönünün tersine bir yönde Hacerü'l-Esved köşesinden
başlayarak Kâbe'nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında
dönülen her bir tur'a ise şavt denir. Tavaf ayrıca Umre'nin de şartları
arasındadır. Hac sırasında yaklaşık 6 milyon hacı toplanarak aynı gün
tavaf yaparlar.[5][6]

Yapısı ve ölçüleri

Kâbe’nin
de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide “Mescid-i Harâm”
(المسجد الحرام) denilmektedir. Kâbe'nin geniş duvar yapısı yaklaşık bir
küp biçimindedir. Kabe'nin Kuzeydoğu duvarı 12,63 kuzeybatı duvarı 11,03
güneybatı duvarı 13,10 metre güneydoğu duvarı 11,22 metre ve yüksekliği
13 metredir. Boylece 145 m² alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında
kullanılan taşlar Mekke tepelerindeki granit taşlardandır.
Kâbe'nin bölümleri
Kâbe'nin bölümleri. Numaraların açıklamaları için yandaki metne bakınız.

Kâbe'nin
içerisine ancak yılda iki defa (Ramazan ayı başlamadan ve Kurban
Bayramı ile Hac ziyaretleri başlamadan yaklaşık 15 gün önce) "Kâbe'yi
temizleme töreni" adı verilen törenle Kâbe'nin anahtarını geleneksel
olarak ellerinde tutan Beni Şeybe kabilesi mensupları ve seçilmiş
misafirler girebilmektedir. Kâbe kapısı zeminden yüksekte olduğu için
özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Kâbe'nin tavanı
ahşaptır. Tabanı mermer ve kireçtaşı kareler ile kaplıdır. Tavana kadar
iç duvarlarının alt yarısı mermerle kaplı olup bu mermer duvar üstüne
üzerine Kur'an'dan ayetler kazılmış olan mermer tabletler konulmuştur.
İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile Kur'an ayetleri
bulunan bir yeşil bez ile kaplıdır.[7]

Hacerü'l-Esved:
Doğu köşesinde bulunan kara parlak taştır. Müslümanlar tarafından
Cennet'ten indiğine inanılır.[8] Kâbe'de çıkan bir yangında bu taş ısı
değişimi nedeniyle kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Günümüzde taşın
parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Görünen kısmı
yaklaşık 16,5x20 cm'dir. 930'da Mekke'yi basıp Kâbe'yi ellerine geçiren
Ebu Tahir Cannabi idaresindeki Karamatiler bu taşı Mekke'den alıp Doğu
Arabistan'da üsleri olan el-Ahsa vahasına götürmüşler ve Abbasiler de
952'de bu taşı geri almak için büyük fidye ve tazminat vermek zorunda
kalmışlardır.[kaynak belirtilmeli]
Kâbe Kapısı: Kâbe'nin doğu duvarında zeminden 2,13 metre yükseklikte bulunmaktadır.

Altın Oluk veya Mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış
oluk. Mekke'de ender yağan yağmur sularını Kâbe'nin çatısından indirmek
için 1627'de Osmanlılar tarfından yapılmıştır.[9]
Şâdervân: Kâbe'nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacıyla yapılan mermerden koruma.

Hicr: "Hicru İsmail" olarak da bilinen, Kâbe'nin batı duvarının önünde
bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m eninde beyaz mermerden yapılmış
"İsmail Duvarı" ya da "Hatîm" adı verilen kavisli yarım daire şeklinde
alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.[10]
Multezem: Kâbe'nin doğu
duvarında Kâbe kapısı ile Hacerü'l-Esved arasındaki duvar kısmı. Bazı
hadislerde multezemin duaların kabul edildiği mubarek bir yer olduğu
belirtilmiştir.[11] Peygamber ile sahabe ve tabiinden birçok kimsenin
burada dua ettiği nakledilmiştir.[12] Abdullah b. Amr b. As,
Peygamber'in multezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya
yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir.[13] Ancak
izdihamdan dolayı günümüzde başkalarına eziyet etmeden bunun yapılmasına
imkan yoktur. Bu sebeple multezemin karşısında durularak dua edilmesi
daha uygundur.[14]
Makam-ı İbrahim: İbrahim ve oğlu İsmail tarafından Kâbe inşaa edilmekte iken İbrahim'in ayak izini bıraktığı bir mevki.
Hacerü'l-Esved veya Şarki köşe: Doğu köşesi.
Yemânî veya Ruknülyemânî köşe: Güney köşesi.
Şâmî köşe: Batı köşesi.
Irakî köşe: Kuzey köşesi.

Kâbe Örtüsü veya Kisve: Kâbe'nin üzerine örtülen altın işlemeli hat
yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaştan
dokunmuş olup, üzerine Kelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında
çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu
şeritte de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Bu örtü her sene hac mevsiminde
yenilenmektedir.
Tavaf'ın başlangıç çizgisi olarak kullanılan mermer bant.
Cebrail Makamı: Kâbe'nin doğu duvarının önünde kapının bulunmadığı kısımda "Irakî" köşesinin hemen yanında bulunan mevkii.

Tarihçe
Reşidüddin
Hamedani'nin Cami’üt-Tevarih'inden bir minyatür, (yak. 1335), 605
yılında Muhammed bin Abdullah'ın Hacerü'l-Esved'i Kabe'ye yerleştirme
hikayesini tasvir eder.

Kâbe, tarih boyunca birçok değişikliklere
maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa
edilmiştir. Kâbe'nin ilk olarak Adem tarafından yapıldığına ancak ondan
geriye sadece temellerinin ayakta kaldığına inanılır. Kur'an'a göre
İbrahim ve İsmail peygamberler tarafından temelleri yükseltilmiştir.

İslam'dan
önce Kâbe'de pagan Araplar tarafından kutsal sayılan 360 tane put
bulunmaktaydı. Bunların en büyüğü en güçlüsü Al-İlâh'ın Güneş'le evli
olup Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lât adlı üç kızı olduğuna inanılırdı.
Putların yanı sıra İbrahim, İsmail, İsa ve Meryem'in figürlerinin de yer
aldığı kaydedilmiştir.

Muhammed zamanında Kâbe Müslümanların
kontrolüne geçti ve bütün putlar kaldırıldı. Kabe bugün 16 metrelik
yüksekliğe sahiptir. Ancak Mekke’'nin fetih günü Muhammed'in damadı
Ali’yi omuzlarına çıkarıp onun da Kâbe’nin üzerindeki putları aşağı
indirip kırdığına dair hadise dayanarak 630 yılında yüksekliğinin
günümüzdekinden daha alçak olduğuna inanılır.

Yezid ve İbn-i
Zübeyr savaşında Kâbe, mancınık atışından isabet alarak yıkılmış ve
yanmıştı. İbn-i Zübeyr, Kâbe’yi yıkıp yeniden inşa etti. I. Mervan
döneminde ise Kâbe eski haline döndürüldü.

Kâbe'nin etrafını
çeviren ve Kâbe yüksekliğini aşmayan kubbeli yapı (revaklar),
eskilerinin etrafına, Osmanlı padişahı II. Selim zamanında yapılmış,
planlarını Mimar Sinan hazırlamıştır.

Kanuni tarafından onarılan
Kâbe, beşinci onarımını I. Ahmed döneminde görmüş, IV. Murad döneminde
yine sel baskını sonucu yıkılmış ve yeniden onarılmıştır. Kâbe'nin
içinde dokuz adet oyma, bir adet altın kabartma ayet, işlemeli tahta bir
sandık, oymalı ve içinde tütsü yakılan tarihi bir ocak, metal zemzem
testileri ve kandiller bulunmaktadır.
Dini önemi Kıble

Kâbe,
Müslümanların namaz ibadetleri sırasındaki yöneldikleri kıbledir.
Hanefi mezhebine göre Kâbe ve onun üzerinden semaya doğru olan boşluk
kıbledir, Şafii mezhebine göre sadece Kâbe'nin bina kısmı kıbledir.

Hac

İslam'ın şartlarından olan Hac ibadeti Kâbe ziyaretini ve tavafını da kapsar.
Hac
(Arapça: Bu ses hakkında الحج (yardım·bilgi)), Müslümanlarca kutsal
olan Mekke çevresinde Kâbe ve diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve
ilgili dinî gerekliliklerin yerine getirilmesinden ibarettir.

Tanımlama ve terminoloji

Hac
Kâbe'nin yanı sıra diğer bazı kutsal yerlerin birlikte ziyaret
edilmesi, umre ise sadece Kabe ziyareti olarak tanımlanır. Hac, Hac
Suresinin 28. ayetinde Müslümanların çeşitli yararlar için Kutsal Evi
ziyareti olarak tarif edilir.[1]

Mikat; Hacca başlarken İhram
giyilen, bitişinde de çıkartılan, harem hudutlarını belirleyen yerlere
denir. Hacda kabe ziyaret edilir, tavaf yapılır, müzdelifede kurban
kesilir, mina'da şeytan taşlanır.

Hacca icra şekline göre farklı
isimler verilmiştir. Temettü haccı, hac ve umre'nin ayrı ayrı ihramla
yapılmasıdır. Umre yapılmayan hacca ifrad haccı, umre ile haccın aynı
ihramda yapılmasına ise kıran haccı denilmektedir.
Tarihçe

Hac
islam öncesi toplumunda da icra edilen bir tapınma şekliydi. Araplar
Haram aylar adını verdikleri ve nesi' uygulamasıyla yılın hep aynı
mevsimine denk getirdikleri belirli aylarda (zilkade, zilhicce,
muharrem) savaş yapmazlar ve bu ayları hac, panayır ve ticaret için
kullanırlardı. Araplar bu hac sırasında Kabeyi ve kutsal yerleri ziyaret
eder, ilahları telbiyelerle yüceltir,[2] kurbanlar keserek kanlarını
onlara sürerler, etlerini de diğer ziyaretçilere dağıtırlardı. Araplar
Hacer'ül esved'e de büyük saygı duyarlardı.[3]
Minyatür, Muhammed'in
Hacerü'l-Esved'i selde yıkıldığı için yeniden yapılan Kabe'ye
yerleştirme hikayesi, taşı yerine yerleştirme onuru paylaşılamamış ve
konu Muhammed tarafından çözülmüştür.

İslami anlatımlarda hac ve
ritüeller İbrahim'e dayandırılır; "İbrahim, eşi Hacer ve henüz bir bebek
olan oğlu İsmail ile Filistin'den Mekke'ye gide ve onları orada
bırakır. Hacer, çölde azıksız ve susuz kalarak önce Safa tepesine sonra
Merve tepesine çıkıp etrafı araştırır. Vadiye inince İsmail'i bulamaz,
iki tepe arasında 7 kere koşar ve sonunda İsmail'i bulur. İsmail ayağı
ile kumu deşelemiş ve zemzem adı verilen suyu çıkartmıştır. İbrahim
seneler sonra Filistin'den onların yanına gelir. Rüyasında İsmail'i
kurban etmesi istenir. Mina'ya İsmaili kurban etmeye giderken giderken
şeytan ona musallat olur. Şeytanı taşla kovar. Sonra şeytan İbrahim'in
karısı Hacer'e musallat olur. Hacer de şeytanı taşlar. İsmail'e yanaşır,
o da taşla kovar. İbrahim tam İsmail'i kurban edecekken gökten bir koç
indirilir ve İsmail kurtulur.

İbrahim ile İsmail Kâbe'yi inşa
ederler. İbrahim'in inşaat sırasında üzerine çıktığı taştaki ayak izine
Makam-ı İbrahim denir. Kabe tamamlanınca köşesine Hacer-i Esved'i haccın
başlangıç ve bitişini göstermek üzere yerleştirdiler. İbrahim'den sonra
kabenin içine putlar yerleştirilir ve putperestlerin hac yeri olur.

İlk
İslam haccı Ebû Bekir'in hac emirliğinde hicretin 9., ikincisi ise bir
yıl sonra Peygamberin ilk ve son haccı olan Veda Haccı ile
gerçekleştirilmiştir.

Osmanlılar zamanında peygamberin zamanında
da uygulanmış olan hac yöneticiliği işini Osmanlılar yürütmüştür. Surre
eminliği veya Surrei Hümayun adıyla bilinen bu kurum, İstanbuldan
törenlerle gönderilir, Mekke ve Medine'ye gönderilen hediye ve
yardımların denilen yardımları yerlerine ulaştırarak dağıtılmasını
sağlardı. Hacca gidenler uğurlanır, dönüşte karşılanır ve tebrik
edilirdi. Hacı evinde tehniye merasimi yapılırdı. Misafirlere hacdan
getirilen zemzem suyu dağıtılırdı. Osmanlı İmparatorluğunun çökmesiyle
surre tarihe karıştı.

Osmanlı zamanında İstanbul-Mekke arası
gidiş dönüş 8 ayı bulmaktaydı. 19. yüzyıl başlarına kadar hac ulaşımı
at, katır ve deve sırtında yapılırdı. 1869'da Süveyş Kanalı'ndan
gemiyle, 1908'de Hicaz hattından trenle gidilmeye başladı.

Cem
Sultan dışında Selçuklu ve Osmanlı sultanlarının hiçbiri hacca
gitmemiştir. Şeyhülislamlar padişahlara hac lazım değildir diye fetva
vermişlerdi. Türkiye cumhurbaşkanlarından Cevdet Sunay ile Kenan Evren
Umre yapmışlar, Turgut Özal ve Necmeddin Erbakan hac yapmışlardır.

1947'lere
kadar Türkiye'den hacca resmen izin çıkmadı. 1948'de döviz yokluğu
gerekçesiyle hac yasaklandı, ancak 1949'da hac izni ile 7.000 kişi hacca
gitmiştir. 12 Mart döneminde de hacılar Mekke'ye gidememiştir. 1979'a
kadar isteyen her kişi veya kurum hac seyahati düzenleyebilirdi, bu
tarihten sonra hac işini DİB organize etmeye başlamıştır. DİB her yıl
kur'a usulüyle hacı adayları belirlemektedir.

Hacdaki kalabalık
ve sıkışma sebebiyle 1990 yılında el-Muaysem tünelinde 1426 kişi
ezilerek öldü. Hacı sayısının kapasiteleri zorlaması sebebiyle Suudi
Arabistan 1988'de hacda kontenjan uygulaması başlatmıştır. Her ülkenin
nüfusuna göre hacı kafilesi olmaktadır.
Dini kaynaklarda


Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer engellenmiş olursanız
artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya
kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya
başından rahatsız olursa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka
vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca
kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser.
Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman tam on gün
oruç tutar. Bu, ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar
içindir.(Bakara suresi:196)

"Sayılı günlerde Allah’ı anın.
Kim iki gün içinde acele edip dönerse, ona günah yoktur. Kim geri
kalırsa, ona da günah yoktur. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar
içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve onun huzurunda
toplanacağınızı bilin.(Bakara Suresi 203)

"Onda apaçık
deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur.
Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir
hakkıdır."(Al-i İmran : 97)

"İnsanlar arasında haccı ilan et
ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer
üzerinde sana gelsinler. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım
menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği
hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan
siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin."(Hac suresi: 27-28)

"Şüphesiz Allah haccı farz kıldı, haccı ifa ediniz."[4]


Fıkıh ve yorumlamalar

Hac
ibadetinin gerekliliği ile ilgili ayetler Kur'an'da Hac suresinin 27.
ve 28. ayetlerindedir. Haccın ne şekilde yapılacağı ve Hac ile Umre
arasındaki fark Bakara 203. ayetine ait yorumlardan elde edilir. Ayette
geçen, iki gün içerisinde dönüş tümcesi Diyanet'e göre Mina'dan Mekke'ye
dönüşü ifade eder. Hac ve Umre ibadetini engellenip de yapamayanlar
için bir kurban gönderilmesi ifadesi kurbanın Kutsal Ev olan Kâbe'ye
gönderilmesi olarak anlaşılmıştır.

Ayette geçen "acele ederek"
ifadesinden Hacda Mina'dan Mekke'ye dönüşün en az iki gün olarak
gerçekleştirilmesi gerektiği, Bakara 203. ayetteki "sayılı günler"
ifadesi ise "teşrik günleri" olarak anılan Zilhicce ayının, 9,10,11,12
ve 13. günleri olarak anlaşılmıştır.

Kur'an da hac 'Yolculuğuna
gücü yetenlerin' üzerine Allah'ın bir hakkı olarak haccetmeleri
gerektiği ifade edilir. Fakat İslam dini bilginleri yorumlarında,
kişinin hac ile dinen yükümlü olmasını bazı şartların sağlanmış olmasına
bağlarlar, bunlar güvenlik ve ulaşım dışında kişinin;

Müslüman olması,
Ergenlik çağına ulaşmış olması,
Akıllı olması,
Hür olmak olması,

Asli ihtiyaçlarına ve evine dönünceye kadar aile fertlerine yetecek,
yol ve vasıta masraflarını karşılayacak kadar paraya sahip bulunması
şeklinde ifade edilir.

Şeriat hukukunda namaz, oruç, zekat gibi
farz kabul edilen dini hükümleri yapmayanlar veya terkedenler için
belirli cezalar öngörülür iken hac yapmayanlar için benzer
yaptırımlardan söz edilmez.

Prof.Bayraktar Bayraklı hac
ibadetinde Kur'anda da bahsedilmeyen şeytan taşlamaya yer olmadığını,
bunun bir hurafe olduğunu ifade etmiştir.[5]

Alevi anlayışı diğer
ibadetlerde olduğu gibi hac ile ilgili ritüellere de biçimsel olarak
karşı çıkmakta, Tanrıya yönelimin gönülden yapılması gerektiği, şekil ve
yer ile ilgili olmadığı öğretisini savunmaktadır. Alevilere göre
Muhammed tavaf, Hacer-ül Esved'e saygı gibi pagan dönem davranışlarını
Arapların gönlünü kazanmak için, geçici ve taktik davranışlar olarak
yapmıştır ve aslında hiç önemsememiş ve bunlara saygı duymamıştır.[6]
Aleviler bu ritüellerin sünni-ortodoks islam tarafından
içselleştirilerek süreğen hale getirilmesini de yanlış bulurlar.
Uygulama zamanı ve şekli

Ana madde: Haram aylar

Kur'anda
haccın zamanı ile ilgili iki deyim bulunur. Tevbe suresi 36. ayetindeki
Haram aylar ve bakara 197. ayetteki hac ayları ifadesi.


"Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah
katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte
bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize
zulmetmeyin."[7]
"Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda
hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga
etmek yoktur."(Bakara: 197)

Bu ifadeler haccı tek bir ay ile
sınırlandırmadığı halde günümüzdeki uygulamaya göre hac Zilhicce ayında
ihrama girerek arefe günü Arafat Dağı'nda vakfe yapmak, sonra da Kâbe'yi
tavaf etmek şeklinde anlaşılmakta ve uygulanmaktadır.
Müslümanlar hac vazifelerini yerine getirirken, 1910

Uygulama

İhram, erkekler için izar ve rida denilen iki parçalık örtüdür.
Kadınların ihramı ise kendi giysileridir. Bu ihrama girmeden hacı
adayları, mikat noktalarından geçemezler. Mikat, Mekke'nin etrafındaki
ihram sınırları demektir ki, bu sınırlardan ihramsız geçilmez.

Mekke'ye
inen hacı adayları evlere yerleşir ve Umre yaparlar. Kabe ziyareti ve
tavaf yapılır, zemzem içilir, Safa ile Merve arasında 7 kere gidip
dönülür (Say). Saydan sonra saçlar kesilerek ihramdan çıkılır ve umre
bitmiş olur. Hac için tekrar ihrama girinceye kadar hac yasakları
kalkmıştır.

Hacc; Zilhicce'nin 9'unda, arefe günü tekrar ihrama
girilir. Güneşle birlikte Arafat Dağı'nda vakfeye gidilir. Bütün gün
telbiye (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerikeleke lebbeyk,
innel hamde ven nimete leke vel mülk, la şerike lek) tesbih ve ibadetle
geçirilip, güneş battıktan sonra yaya olarak 3 saatlik mesafede olan
Müzdelife'ye geçilir, ve orada gecelenir. Kurban Bayramının ilk günü
olan ertesi gün güneş doğmadan Mina'ya hareket edilir. Burada şeytan
taşlanır, kurban kesilir. Üç gün Mina'da kalınır veya ilk gün sonunda
Mekke'ye dönülerek ziyaret tavafı (Kabe'yi 7 kere dönmek) ve say
yapılarak hac tamamlanmış olur.

Hac bittikten sonra isteyen
istediği kadar tavaf ve umre yapabilir. İsteyen hacılar bayramın kalan
günlerinde yine Cemerat (cemreler, şeytan)'a giderek şeytan taşlar ve
taşlama 70 taşa bağlanır. Medine'yi ziyaret etmeyenler Medine'yi ziyaret
ederler. Son bir tavaftan sonra herkes memleketine döner.
Edebiyatta Hac

Evliya
Çelebi'nin Seyahatnamesi, Şair Nabi'nin Tuhfetülharemeyni, Bedii
Şehsuvaroğlu'nun Hac Yolu, Emel Esin'in Lebbeyk Hac Hatıraları, Necip
Fazıl Kısakürek'in Hacdan Çizgiler, Renkler ve sesleri, Cenab
Şahabeddin'in Hac Yolunda'sı, Malcolm X'in hac yolculuğu notları en
meşhur hac edebiyatıdır.

Malcolm X'in hayatında hac önemli bir
dönüşümdür. Şöyle yazar: "Hiç böyle bir şeye şahit olmamıştım. Böyle
sıcak kucaklaşmalara, bu kutsal yerde yaşanan, ırkları ve renkleri ne
olursa olsun gerçek kardeşlik gösterilerine... Geçen bir hafta içinde
etrafımdaki her renkten insanın sergilediği bu cana yakınlık karşısında
söyleyecek söz bulamıyorum... Sizler, belki de bu sözcüklerin benden
gelmesine şaşıracaksınız. Fakat bu kutsal ziyarette gördüğüm, tecrübe
ettiğim şeyler beni sahip olduğum tüm eski düşüncelerimi yeniden gözden
geçirmeye ve takındığım birçok tavrı bir kenara atmaya zorluyor...
Amerika, İslam'ı anlamak zorunda. Çünkü toplumdan ırk problemini silen
tek din o...Kahire'den Cidde'ye, kutsal şehir Mekke'ye kadar gözleri
mavinin mavisi, saçları sarının sarısı, derisi beyazın beyazı olan
insanlarla aynı tabaktan yemek yedim, sözlerinde Nijerya'nın, Sudan'ın,
Gana'nın Afrikalı müslümanların sözlerindeki kardeşliği, içtenliği
hissettim." (Malcolm X ve Malcolm X Konuşuyor'dan naklen.)

Kıran haccı nasıl yapılır
Mikâttan önce:
1- Tırnaklar kesilir.
2- Koltuk altı ve kasık temizlenir.
3- Gusledilir olmazsa abdest alınır.
4- Erkek, ihramla örtünür. (Kadın elbisesini çıkarmaz)
5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur.

Mikât sınırında:
İhramın
sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun,
ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Umre ve hac için niyet ve
telbiye yapılır. Böylece hem umre hem de hac için ihrama girilmiş
olunur.

İhramdan sonra:
İhramdan çıkıncaya kadar ihramlıya
yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir, tehlil, salevat-ı şerife ve
telbiye söylenerek yola devam edilir.

Mekke-i mükerremede:
1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “umre tavafı” yapılır.
2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir.
3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur.
4-
Safâ ile Merve arasında “umre’nin sa’yı” yapılır. Böylece umre
tamamlanmış olur. Fakat tıraş olunmaz, ihramdan çıkılmaz. Gerekirse
sonra, hac için kudum tavafı yapılır. Haccın sa’yi kudum tavafından
sonra yapılabildiği gibi, nafile bir tavaftan veya ziyaret tavafından
sonra da yapılabilir.
5- İhramlı olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar nafile tavaf yapılır.

Terviye günü [8 Zilhicce]
Terviye
günü mümkün olursa sabah namazı Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe
günü sabah namazını müteakip Arafata hareket edilir.

Arefe günü [9 zilhicce]
1-
Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur.
[Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.]
2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır.
3- Öğleden sonra vakfe yapılır.
4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelife’ye hareket edilir.
5-
Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile
kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamak için taş toplanır.

Bayramın birinci günü [10 zilhicce]
1- Sabah namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe yapılır.
2- Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir.

Minâ’da çadıra yerleştikten sonra:
1- Akâ’be cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır.
2-
Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya
alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin
dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra yedi gün daha oruç tutması lazım
olur. Hepsi on gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde
de tutabilir.
3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri
1-
Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret
tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce
yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya
kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza
gerekir.
2- Küçük, orta ve Akâ’be Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır.

Minâ’dan Dönünce
“Veda
Tavafı” yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş
yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür.

Haccın Farzları - HaccınVacipleri - Haccın Sünnetleri Nelerdir

Haccın farzları nelerdir

Haccın sünnetleri nelerdir

Haccın vacipleri nelerdir

Haccın farzları

Haccın farzları üçtür. Biri yapılmazsa hac sahih olmaz.

1- Haccı ihramlı yapmaktır.


2- Vakfeye durmak.

(Arefe günü, Arafatın, Vadi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir
yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durulur.)


3- Kâbe-i Muazzamayı Tavaf-ı Ziyaret etmektir.


Tavaf, Mescid-i Haram içinde Kâbe-i Muazzama etrafında dönmek demektir.
Dördü farz, üçü vacip olmak üzere yedi kere dönülür. Zemzem kuyusunun ve
Makam-ı İbrahimin dışından dolaşarak da tavaf etmek caizdir.


Kadınlar tavafta, Kâbeye yaklaşmamaları efdaldir. Kadına dokunmak
ihtimali çok ise, Şafiilerin Hanefiyi veya Malikiyi taklit etmesi lazım
olur.


Tavafı mescid dışından yapması caiz değildir. Tavafa niyet etmek de,
ayrıca farzdır. Tavaf-ı ziyareti Arafattan sonra da yapmak da farzdır.


Tavaf ederken ve say ederken, ezan okunursa, bunlar bırakılıp, namazdan sonra tamamlanır.


Haccın vacipleri

Haccın vacipleri şunlardır:

1- Tavafa hacer-i esved veya hizasından başlamak.


2- İhram yasaklarına uymak.


3- Tavafı yürüyerek yapmak.


4- Arefe günü, akşam ve yatsı namazlarını yatsı vakti girdikten sonra
Müzdelife'de cem-i tehir ile kılmak. Hanefi mezhebinde vaciptir.


5- Umre sayinin, umre tavafından sonra, henüz tıraş olmadan, ihramlı olarak yapılması vaciptir.


6- Şeytan taşlama, kurban kesme, saç tıraşı vacip olup ayrıca bu sıraya riayet de vaciptir.


7- Tavafı kudumden sonra ve hac ayları içinde olmak şartı ile, Safâ ile
Merve tepeleri arasında, yedi kere say etmek, yani, usulü ile yürümek.
Tavafsız say sahih olmaz.


8- Arafattan dönüşte, Müzdelife de vakfeye durmak.


9- Minâda şeytan taşlamak, yani üç gün, temiz taş veya teyemmüm caiz olan şey atmak.


10- İhramdan çıkmadan önce, başın en az dörtte birini ustura ile tıraş
ettirmek veya en az üç santim, kendisi veya başkası kırkmak. Berber veya
ustura bulamamak özür sayılmaz. Saçsız olan veya başı yaralı olan da
usturayı değmeden baştan geçirir. Kadın, saçını tıraş etmez. Makasla
biraz keser.


11- Afaki yani Mikât denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacıları,
Mekke'den son ayrılacağı gün, tavaf-ı sadr yani tavaf-ı veda yapmak.
Hayzlı kadına bu vacip değildir.


12- Arafatta, güneş battıktan sonra da, biraz kalmak. Güneş batmadan
önce, Arafat meydanından dışarı çıkanın kurban kesmesi lazım olur.


13- Tavafı ziyarette Kâbe-i muazzama etrafında dörtten sonra üç kere daha dönmek.


14- Tavafta abdestsiz veya cünüp olmamak.


15- Üzerindeki elbise temiz olmak.


16- Tavaf yaparken, Hatim denilen yerin dışından dolaşmak.


17- Tavafta Kâbe-i muazzama, sol tarafta kalmak.


18- Tavafı ziyareti, bayramın üçüncü gününün güneş batıncaya kadar yapmak.


19- Tavaf ederken avret yeri kapalı olmak (Kadın için çok mühimdir).


20- Safâ tepesi ile Merve arasında say ederken, Safâ'dan başlamak.


21- Safâ tepesine çıkınca, Kâbeye dönüp, tekbir, tehlil ve salâvat
getirmek ve dua etmek. Sonra, Merveye doğru yürümek. Safâdan Merve'ye
dört, Merveden Safâya 3 kere gidilir.


22- Her tavaftan sonra, Mescid-i haram içinde iki rekat namaz kılmak.


23- Şeytan taşlamasını bayram günlerinde yapmak.


24- Tıraşı, bayramın birinci günü ve Harem hududu içinde yapmak.


25- Sa'yı yürüyerek yapmaktır. (İki yeşil direk arasında erkek hızlı, kadın yavaş gider.)


26- Kıran ve temettü hac yapan, şükür kurbanı kesmek.


27- Kurbanı, bayramın birinci günü kesmek.


28- Cima gibi yasak olan şeyler, Arafatta durmadan önce yapılırsa, haccı
bozar. Bunları Arafattan önce yapmamak farzdır. Cimadan başkalarını,
ihramdan çıkıncaya, cimaı tavaf-ı ziyareti yapıncaya kadar terk etmek
vaciptir.


Bilerek veya bilmeyerek, bir vacibi vaktinde ve yerinde yapmayana ceza lazım olur.

Hastalık, ihtiyarlık veya kalabalık gibi bir özürle terk edince bir şey lazım gelmez. Bir vekile yaptırması lazım olmaz.


Hayzlı, nifaslı kadın Mescid-i harama giremez. Tavaftan başka nüsükleri yapar. Tavafı ziyareti temizlenince yapar.


Her günün nüsükü, sonraki gecesinde de yapılabilir.


Haccın sünnetleri

Haccın sünnetleri şunlardır:

1- Âfâki olanların hemen mescidi harama giderek tavaf-ı kudum yapmaları.
Kâbe'yi görünce tekbir, tehlil ve dua edilir. Erkekler, Hacer-i esvede
el ve yüz sürer. Tavaf-ı kudumden sonra ve iki rekat namazdan sonra,
Safâ ile Merve arasında sa'y yapılır. Bundan sonra, ihramdan çıkmadan,
Mekke şehrinde oturup, terviye gününe kadar, istenildiği miktar, nafile
tavaf yapılır. Müfrid olan ve kârin olan hacılar, taş atıp, tıraş
oluncaya kadar ihramdan çıkmayacağı için, ihramın yasakladığı şeylerden,
her gün sakınmaları lazım olur. Mescid-i haram içinde namaz kılanların
önünden geçmek günah değildir.


2- İmamın üç yerde hutbe okumasıdır. Birisi Zilhicce ayının yedinci günü
Mekkede; ikincisi dokuzuncu günü, öğle namazı olunca, öğle ve ikindi
namazlarından önce, Arafatta; üçüncüsü, onbirinci günü, Minâda okunur.
Arafatta hutbe bitince öğle ve hemen sonra ikindi namazı cemaat ile
kılınır. İmama yetişemeyen ikindi namazını ikindi vaktinde kılar
namazdan sonra imam ve cemaat Mescid-i Nemre'de Mevkıfe kıbleye karşı
ayakta veya oturarak vakfeye durur. Cebeli Rahme kayaları üstüne çıkmak
ve vakfe için niyet lazım değildir.


3- Arafata gitmek için, Mekkeden Terviye [Zilhiccenin sekizinci] günü, sabah namazından sonra çıkmak. [Mekkeden Minâya gidilir].


4- Arefe gününden önceki ve bayramın birinci günü, ikinci ve üçüncü
geceleri Minâda yatmak. (Üçüncü gece ve günü Minâda kalmak mecburi
değildir.)


5- Arafata gitmek için, Minâda, güneş doğduktan sonra yola çıkmak.


6- Arefe gecesi Müzdelifede yatmak. Arafattan Müzdelifeye gelip, burada,
yatsı vakti olunca, akşam ve yatsı namazları birbiri ardınca, cemaat
ile kılınır. Akşam namazını Arafatta veya yolda kılanın, yatsının vakti
çıkmadan Müzdelifeye gelirse, burada tekrâr cemaat ile veya yalnız
olarak, yatsı ile birlikte kılması lazımdır.


7- Müzdelifede, vakfeye, fecr ağardıktan sonra durmak. Gece Müzdelifede
yatıp, fecr açılırken, sabah namazını hemen kılıp, sonra, Meşarilharam
denilen yerde, ortalık aydınlanıncaya kadar, vakfeye durulur. Güneş
doğmadan önce, Minâya hareket edilir. Yolda Muhasser denilen vâdide
durmamalıdır. Burası Eshâb-ı fil durak yeridir.


8- Minâya gelince Mescid-i hife en uzak olan ve Cemre-i Akâbe denilen
yerde, sağ elin baş ve şehadet parmakları ile, iki buçuk metreden veya
daha uzaktan, Cemre yerini gösteren duvarın dibine nohut kadar yedi taş
atılır. Duvarın üstüne veya insana, hayvana çarptıktan sonra dibine
düşerse caiz olur. Ertesi fecre kadar caiz ise de, o gün öğleden önce
atmak sünnettir. Sonra, hiç durmadan buradan gidilip, isterse kurban
keser. Çünkü seferi olana kurban kesmek vacip değildir. Seferi olan
hacıların, müfrid oldukları zaman kurban kesmeleri vacip değildir.
Kurbandan sonra tıraş olur ve ihramdan çıkar. Bayramın birinci günü
Minâ'da olanlar ve bütün hacılar, bayram namazı kılmaz. Sonra, o gün
veya ertesi gün veya daha ertesi gün Mekke ye gidip Mescid içinden niyet
ederek Tavaf-ı ziyaret yapar. Buna Tavaf-ül ifâda da denilir. Tavafı
ziyareti ve tıraşı bayramın üçüncü günü güneş battıktan sonraya bırakmak
mekruhtur ve kurban kesmek lazım olur. Yalnız baygın olan kişinin
yerine başkası tavaf yapılabilir. Tavafı ziyarette Reml ve Say yapılmaz.
Tavaf namazından sonra Minâya gelir.


Öğle namazını Mekkede veya Minâ'da kılar. Bayramın ikinci günü, öğle
namazından sonra Minâ'da hutbe okunur. Hutbeden sonra, üç ayrı yerde,
yedişer taş atılır. Mescid-i Hife yakın olandan başlanır. Üçüncü günü de
böyle yedişer taş atılır ki, hepsi kırkdokuz taş olur. Bunları öğleden
önce atmak caiz değil veya mekruhtur. Üçüncü günü güneş batmadan önce,
Minâdan ayrılır. Dördüncü gün de Minâda kalıp, fecrden güneşin gurubuna
kadar dilediği zaman yirmi dört taş atmak müstehaptır.


Dördüncü günü fecre kadar Minâ'da kalıp taş atmadan ayrılırsa, koyun
kesmek lazım olur. Birinci ve ikinci yerlerinden taş attıktan sonra,
kollar omuz hizasına kaldırılarak ve el ayaları semaya ve kıbleye
çevrilerek dua edilir. Atılacak yetmiş taş, Müzdelifede veya yolda
toplanır. Hayvan üstünde taş atmak caizdir. Tavaf-ı sadr) dan sonra,
zemzem suyu içilir. Kâbenin kapı eşiği öpülür. Göğüs ve sağ yanak
Mültezem denilen yere sürülür. Sonra, Kâbe perdesine yapışıp, bildiği
duaları okur. Ağlayarak Mescid kapısından dışarı çıkar.


9- Arafatta, vakfeden önce gusletmek.


10- Minâdan Mekkeye son dönüşte, önce Ebtah denilen vadiye gelip, burada
bir miktar durmaktır. Buradan Mekkeye gelip dilediği kadar kalır.


11- Hacca giderken, muhtaç olmayan ana, babadan, alacaklılardan,
kefilinden izin almak sünnettir. Ana baba muhtaç ise, izinsiz gitmek
haramdır. Nafaka bırakmadı ise, hanımından izinsiz gitmesi de haram
olur. Mekke şehrine Mu'alla kapısından, Mescide Babüsselamdan ve gündüz
girmek müstehaptır.


Haccın sünnetini yapmayana ceza lazım gelmez. Mekruh olur, sevabı azalır.

İhramla ilgili sünnetler:

1- İhrama girerken gusletmek veya abdest almak.

2- İhrama girmeden önce 2 rekat namaz kılmak.

3- Erkekler izar ve rida denilen iki parça örtüye sarınmak.

4- İhramlı bulunduğu sürede her fırsatta telbiye söylemek.

5- Telbiyeyi her başlayışta 3 defa tekrarlamak.

6- Telbiyeden sonra salevat-ı şerife, salevattan sonra dua ve niyazda bulunmak.

Mekke ve Kâbe ile ilgili sünnetler:

1- Mekkeye mümkünse gündüz girmek (müstehaptır)

2- Mekkeye girmeden önce mümkünse gusletmek veya abdest almak.

3- Kâbeyi görünce dua etmek.

4- Kâbenin önüne gelince tekbir ve tehlil getirmek.

5- Mültezemde yüzü ve göğsü Kâbe duvarına yapıştırıp, dua ve niyazda bulunmak.

Tavaf ile ilgili sünnetler:

1- Tavafa başlarken Hacer-i Esvedin hizasına Rükn-i Yemâni cihetinden doğru gelmek.

2- Tavafa başlarken ve her şavtın sonunda Hacer-i Esvedi istilam etmek.

3- Sonunda say yapılacak tavaflarda erkekler ıstıba ve remel yapmak.

4- Bütün şavtları ard arda (ara vermeden) yapmak.

5- Nafile tavafı çok yapmak.

6- Tavaf esnasında zikir, tehlil ve dua yapmak.

7- Ziyaret tavafını bayramın ilk günü yapmak.

8- Ziyaret tavafını şeytan taşlama, kurban ve tıraştan sonra yapmak.

Say ile ilgili sünnetler:

1- Tavaf bitince ara vermeden saye başlamak.

2- Saye giderken Hacer-i Esvedi istilam etmek.

3- Safâ ve Mervede Kâbe görülebilecek kadar yükseğe çıkıp, Kâbeye dönerek tekbir, tehlil ve dua etmek.

4- Erkekler yeşil renkle ışılandırılmış sütunlar arasıda hervele yapmak, diğer yerlerde ise yavaş yürümek.

5- Bütün şavtları ara vermeden yapmak.

6- Sayı abdestli yapmak.

7- Say esnasında tekbir, tehlil ve dua yapmak.

Arafat ve Vakfe ile ilgili sünnetler:

1- Arafata arefe günü güneş doğduktan sonra Minâdan hareket etmek.

2- Öğle ve ikindi namazlarını cem-i takdim ile kılmak.

3- Zevalden sonra vakfe için mümkünse gusletmek veya abdestli bulunmak.

4- Vakfeyi Cebel-i Rahme eteklerinde yapmak.

5- Gün boyuca telbiye, zikir, tekbir, tehlil, tesbih salevat, namaz ve dua ile meşgul olmak.

Müzdelife ve Vakfesi ile ilgili sünnetler:

1- Arafattan arefe günü güneş battıktan sonra Müzdelifeye sükunetle ağır
ağır inmek ve Müzdelifede Meşar-i Haram civarında gecelemek.

2- Sabah namazını erken kılmak.

3- Vakfeyi ortalık iyice aydınlanıncaya kadar sürdürmek.

Minâ ve şeytan taşlama ile ilgili sünnetler:

1- Bayram sabahı ortalık iyice aydınlandıktan sonra, güneş doğmadan Müzdelifeden hareket edip, Minâ'ya gelmek.

2- Vakit geçirmeden büyük şeytanı taşlamak.

3- Taşlama yaparken Mekkeyi sola, Minâyı sağ tarafa almak.

4- Taşları yaklaşık 3,5 - 5 m uzaktan atmak.

5- İkinci ve Üçüncü Bayram günlerinde taşları küçük- orta- büyük şeytan sırası ile atmak.

6- Küçük ve orta şeytana taş attıktan sonra dua etmek. Büyük şeytan taşlandıktan sonra hemen ayrılmak.

7- Taşları Bayramın ilk günü öğleden önce, diğer günlerde ise öğleden sonra güneş batmadan önce atmak.

8- Minâ'da Mekkeye dönmekte acele edenler, bayramın üçüncü günü güneş batmadan önce Minâ'dan ayrılmalı.

Saçların kesilmesi ile ilgili sünnetler:

1- Erkeklerin saçlarının tamamını tıraş etmesi veya tamamını kısaltması.

2- Tıraşı ziyaret tavafından önce yapmak.

Zemzemle ilgili sünnetler:

1- Veda tavafını yapıp tavaf namazını kıldıktan sonra bol bol zemzem içmek ve dökülmek.

2- Zemzemi Kâbeye karşı ayakta ve Beytullaha bakarak içmek.

Sual: Haccın şartları nelerdir?
CEVAP
Haccın vücub ve eda şartları vardır.

Vücub şartları şunlardır:
1- Müslüman olmak.

2- Kâfir ülkesinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi.

3- Akıl baliğ olmak.

4- Hür olmak.

5- Nafakadan fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve evindekilere yetecek kadar parası olmak.

6- Hac vaktinin gelmiş olması. [Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, 5 gündür.]

7- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, ihtiyar ve sakat olmamak.

Eda şartları da şunlardır:
1- Hapsedilmiş veya yasaklı olmamak.

2- Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olması.

3-
Kadının, kocasının veya ebedi mahrem akrabasından fasık ve mürted
olmayan akıl baliğ veya mürâhık bir erkekle beraber gitmesi lazımdır.
Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!) [Bezzar]

[Şafii’de,
mahremsiz olarak, kadınlar farz olan hacca gidebilir. Kadının
mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii’yi taklit etmesi için özür olur.]
Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı sahih olursa da, haramdır.

Erkeğiyle
gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına
karışması haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha da girer.

4- Kadın, iddet halinde olmamak.

[Vücub
şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunanın, o
yıl hacca gitmesi farz olur. O yıl, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur.
Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi gerekmez. O yıl gitmezse, günah
olur. Sonraki yıllarda, hac yolunda veya evinde hasta, hapis veya sakat
olursa, yerine başkasını, bedel [vekil] göndermesi veya bunun için
vasiyet etmesi gerekir. Vekil gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin
gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af
olur.]

Hac için zenginliğin ölçüsü
Sual: Hacca gitmek için nisab nedir? Zekât nisabına malik olanın hacca gitmesi farz mıdır?
CEVAP
Zekât
nisabına malik olmasa da, ihtiyacından fazla olarak, hacca götürüp
getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar parası olana, diğer şartlar
da kendisinde varsa, hacca gitmek farz olur.

İhtiyaç eşyasının
birincisi nafakadır. Nafaka, mutfak eşyasıyla birlikte yiyecek, giyecek
ve ev eşyasıyla evdir. Binek hayvanı veya arabası, sanat aletleri,
meslek veya ders kitapları da ihtiyaç eşyası sayılır. Bir senelik
yiyecek veya parası, nafaka sayılır. Tüccarın, esnafın, çiftçinin kendi
memleketlerinde âdet olan sermayeleri de, hac için ihtiyaç eşyasıdır.
(Redd-ül-muhtar)

Mekke’ye yakın olan birisinin, hacca gitmesi
için zengin olması gerekmez. Hacca gidebilmek için bildirilen ihtiyaç
eşyalarının, mutlaka olması şart değildir. Varsa, hacca gitmek için,
bunları satmak gerekmez, yoksa satın almak lazım değildir.

Zekât
nisabına malik bir zenginin, hacca götürüp getirecek ve evde kalan çoluk
çocuğunun ihtiyaçlarını görecek kadar parası, altını yoksa, hacca
gitmesi farz olmaz.

Hac zamanı
Sual: Bir kimsede, hac vakti
gelmeden önce, haccın vücub şartları bulunsa, hac kendisine farz olur
mu? Yoksa bu şartların hac zamanında mı kendisinde bulunması gerekir?
CEVAP
Vücub
şartlarından birisi, hac zamanının gelmiş olmasıdır. Hac zamanı, Arefe
ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür. Yolda geçen zaman da
düşünülerek, vücub şartları, bu zaman başında mevcut olan kimsenin,
ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur. (S. Ebediyye)

Vücub şartları yoksa
Sual:
Dul ve zengin bir anne, oğluna, (Yol masraflarını ben karşılayayım,
beraber hacca gidelim) dese, oğlu da gitmese günaha girer mi?
CEVAP
Hayır.
Vücub şartlarından birisi bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz.
Vücub şartlarını temin etmek lazım değildir. Mesela, hacca gitmesi
için, kendisine hediye edilen parayı alması gerekmez.

Haccı geciktirmek
Sual: Hac kendisine farz olan kimsenin, haccı sonraki senelere bırakması caiz midir?
CEVAP
Hayır,
caiz değildir. O sene gitmesi farzdır. Gitmezse günah olur. Eğer
sonraki senelerde hacca giderse, geciktirme günahı affolur. İmam-ı
Muhammed’e ve imam-ı Şafii’ye göreyse, sonraki senelere bırakması
caizdir.

Kadına haccın farz olması
Sual: Hanımımın ziynet altınları nisabın üstündedir. Hacca gitmesi farz mıdır?
CEVAP
Hanımlara
haccın farz olması için; hacca gidecek veya kendisini götürecek bir
mahreminin bulunması şarttır. Götürecek böyle mahremi yoksa hacca
gitmez. Vefatından sonra vekil gönderilmesi için vasiyet eder. Mesela,
(Yaşarken imkân bulup hacca gidemezsem, ölünce yerime vekil gönderilsin)
diye vasiyette bulunur.

İhram ve hükümleri
İhram,
iki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile
tutturulmaz. Hac, umre, ticaret veya herhangi bir şey için uzaktan
gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i Mükerreme
Haremi’ne girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi
lazımdır. İhrama girmezse, kurban kesmek lazım olur. Mikât denilen
yerler ile, Harem-i Mekke arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş
için Hil’de kalmaya niyet edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka
niyet ile ihramsız hareme girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken,
niyet ederek ve telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât
yerinden önce, hatta kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

İhram giyene yasak olanlar
İhrama
giren kimseye ihramlı bulunduğu sürede (ihramdan çıkıncaya kadar) diğer
zamanlarda helal olan bazı fiil ve davranışları yapması yasak olur.
İşte bunlara ihram yasakları denir.
Bu yasaklar şunlardır:
1- Saç veya sakal tıraşı olmak, bıyıkları kesmek.

2- Kasık ve koltuk altı kıllarını yolmak veya tıraş etmek.

3- Vücudun diğer yerlerindeki kılları koparmak veya kesmek

4- Tırnak kesmek.

5- Vücuda veya ihrama (kadınlar elbiselerine) güzel koku sürmek, kokulu sabun kullanmak.

6-
Giyim eşyası olarak hazırlanmış (dikilmiş veya örülmüş) şeyleri giymek.
Normal şekilde giymeksizin, palto, pardösü, gömlek ve benzeri giyim
eşyasını omuza almak veya bunları yatarken baş açıkta kalmak şartı ile
üzerine örtmek yasak değildir.

7- Başını ve yüzünü örtmek, takke bere giymek veya başa sarık sarmak.

8-
Eldiven, çorap veya topukları kapalı ayakkabı giymek. Giyimle ilgili
yasaklar sadece erkeklere aittir. Hanımlar normal elbiselerini giyerler,
ihram süresince, sadece yüzlerini örtmezler.

9- Cinsi ilişki veya öpüşmek, oynaşmak, şehvetle tutmak.... gibi cinsi ilişkiye götüren davranışlarda bulunmak.

10- Şehevi duyguları tahrik edici şeyleri konuşmak.

11- Tâ’attan ayrılıp, haram fiilleri yapmak.

12- Başkaları ile tartışmak, kavga etmek, sövmek, kötü söz ve davranışlarla gönül kırmak.

13- Eti ister yensin ister yenmesin her türlü kara avını avlamak.

14- Avcıya avını göstermek veya avlanmak konusunda yardımcı olmak.

15- Av hayvanlarına zarar vermek.

16- Harem bölgesinde kendiliğinden çıkan ot ve ağaçların koparılması, ister ihramlı, ister ihramsız herkes için yasaktır.

17- Hatmi ile başını yıkamak.

18- Hamama girmek.

19- Kendi üzerinde bulunan biti öldürmek ve öldürmek için göstermek.

Bunları
bilerek veya bilmeyerek, unutarak yapanlara, kurban, sadaka cezaları
lazım olur. Ceza olarak kesilen kurbanın etinden sahibi yiyemez. İfrad
hacda bir kurban icap ettiren suçu, kârin hacı işlerse, biri umre için,
iki kesmesi lazımdır.

İhramlıya yasak olmayanlar
İhramlıya yasak olmayanlar şunlardır:
1- Başına dokundurmamak şartı ile, herhangi bir şeyin altında ve gölgesinde oturmak. Şemsiye kullanmak.

2- Yıkanmak, kokusuz sabun kullanmak.

3- İhram örtülerini yıkamak veya değiştirmek.

4- Kıl koparmadan kaşınmak, gözde biten kılı veya kırılmış tırnağı koparmak.

5- Diş fırçalamak, sürme çekmek.

6- Diş çektirmek, kan aldırmak, iğne vurulmak, yara üzerine sargı sarmak.

7- Güzel koku satan dükkanda oturmak veya güzel koku satın almak.

8- Yüzük, kol saati takmak ve silah taşımak, bele kuşak, para kesesi, kemer bağlamak, omuza çanta asmak.

9- Kollarını giymeden palto veya ceket gibi dikilmiş bir elbiseyi omuzlarına almak.

10- Yorgan, battaniye veya herhangi bir örtü ile yüz ve baş hariç, vücudun diğer kısımlarını örtmek.

11- Balık vb. su ürünlerini avlamak.

12- Kendi emri olmadan, ihramsız kişi tarafından avlanan kara avının etinden yemek.

13-
Karga, çaylak, yılan, akrep, fare, sinek, karınca, pire, arı, kene,
keler, kelebek, kaplumbağa gibi av hayvanı olmayan hayvan veya
haşerelerle, kuduz ve saldırgan köpek, kurt ve kaplan gibi yırtıcı
hayvanları öldürmek.

14- Pire, her türlü sinek, başkasının
üzerinde bulunan biti, fare, yılan, akrep, kurt, çaylak gibi zararlı ve
insana saldıran hayvanları öldürmek.

15- Terlik gibi üstü açık ayakkabı giymek.

16- Bit ölmemek ve saç dökülmemek üzere kaşımak.

17- Renkli ihram giymek.

18- Gusletmek.

19- Başı âdet olmayan şey ile [tas, tepsi] örtmek, paket gibi şeyler koymak.

20- İnsanların dikip yetiştirdiği sebze ve ağaçları koparmak.

21- Düşman ile dövüşmek.

22-
Kadınların deriye değmemek üzere yüzlerini örtmeleri ve dikilmiş
elbise, mest, çorap giymeleri, örtü altına ziynet eşyası takmaları
caizdir.

Bir hacı, Arefe günü, öğle ezanından bayramın birinci
günü, sabah namazı vaktine kadar olan zaman içinde, Arafat’ta biraz
dursa veya ihramlı olarak Arafat’tan geçse veya ihramlandıktan sonra
hasta olup uykuda iken, baygın sedye içinde veya başka bir şeyle
taşınarak nüsükler yaptırılırsa veyahut ihrama girmeden önce, hasta
olan, bayılan yerine başkası ihrama girip, bu uyanmadan, ayılmadan önce,
o bunun yerine de nüsükleri ayrıca yaparsa veya Arefe günü olduğunu
bilmeyerek, Arafat’ta dursa, haccı sahih ve tavaf-ı kudum sakıt olur. O
yerin Arafat olduğunu bilmek ve niyet etmek lazım değildir. O gün veya
gece, Arafat’ta bulunmayan veya Arafat’tan geçmeyen hacı olmaz.


Temettü haccı nasıl yapılır
Mikâttan önce:
1- Tırnaklar kesilir.
2- Koltuk altı ve kasık temizlenir.
3- Gusledilir olmazsa abdest alınır.
4- Erkek, ihramla örtünür.(Kadın elbisesini çıkarmaz)
5- Baş açık ve ayaklar çıplak olur.

Mikât sınırında:
İhramın
sünneti olarak iki rekat nafile namaz kılınır. Birinci rekatta Kâfirun,
ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir. Yalnız umre için niyet ve
telbiye yapılır. Böylece ihrama girilmiş olunur.

İhramdan sonra:
İhramdan
çıkıncaya kadar ihramlıya yasak olan işlerden sakınılır. Tekbir,
tehlil, salevat-ı şerife ve telbiye söylenerek yola devam edilir.

Mekke-i mükerremede:
1- Gusledip veya abdest alıp Harem-i şerife giderek “kudum tavafı” yapılır. Bu sünnettir.
2- Tavaftan sonra iki rekat tavaf namazı kılınır. Birinci rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas suresini okumak iyidir.
3- Zemzem içilir, üstüne, başına dökmek iyi olur.
4-
Safâ ile Merve arasında umre’nin sa’yi yapılır. Sonra saçın en az
dörtte biri veya tamamı kesilir yahut kısaltılır. Böylece ihramdan
çıkılmış olur.
5- İhramsız olarak Mekke’de kalınır. İstenildiği kadar “nafile tavaf” yapılabilir.

Terviye günü [8 zilhicce]
Terviye
günü hac için niyet ve telbiye yaparak yeniden ihrama girilir. Sabah
namazı mümkün olursa Mekke’de kılınıp Minâ’ya çıkılır. Arefe günü sabah
namazını müteakip Arafata hareket edilir.

Arefe günü [9 zilhicce]
1-
Her fırsatta telbiye, tesbih, tekbir, tehlil ve salevat okunur.
[Hacılar, kendilerine, ana-baba ve bütün müslümanlara dua ederler.]
2- Öğle ve ikindi namazları, öğle vaktinde cem-i takdim ile kılınır.
3- Öğleden sonra vakfe yapılır.
4- Güneş batmadan Arafat’tan ayrılmamalı. Güneş battıktan sonra, akşam namazı kılınmadan Müzdelifeye hareket edilir.
5-
Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de yatsı vaktinde cem-i tehir ile
kılınır. Gece Müzdelife’de kalınır. Şeytan taşlamalarında kullanılacak
taşlar toplanır.

Bayramın birinci günü [10 zilhicce]
Sabah
namazı kılınınca, Müzdelife’de “Meş’aril haram’a gidilip orada vakfe
yapılır. Ortalık ağarıp güneş doğmadan Minâ’ya hareket edilir.

Minâ’da çadıra yerleştikten sonra:
1- Akâbe cemresine [büyük şeytana] 7 taş atılır.
2-
Vacip olan şükür kurbanı kesilir. Kurbanlık hayvan bulunmaması veya
alınamaması sebebiyle kesemiyeceği söz konusu olursa, Zilhiccenin
dokuzuna kadar 3 gün ve bayramdan sonra 7 gün daha oruç tutması lazım
olur. Hepsi 10 gün olur. Bu kalan 7 gün orucu, memleketine döndüğünde de
tutabilir.
3- Saçlar tamamen kesilir veya kısaltılır. Böylece ihramdan çıkılmış olur.

Bayramın 2, 3 ve 4. günleri
1-
Bayramın ilk günü yapılmamışsa, ziyaret tavafı yapılır. [Ziyaret
tavafını bayramın birinci günü yapmak daha faziletlidir.] Daha önce
yapılmamışsa haccın sa’yi yapılır. Bunlar üçüncü günü güneş batıncaya
kadar yapılmalıdır. Yapılmamışsa vacibi zamanında yapmadığı için ceza
gerekir.
2- Küçük, orta ve Akâbe Cemrelerine [üç şeytana] her gün yedişer taş atılır.

Minâ’dan dönünce
Veda
Tavafı yapılır. Beytullaha karşı durup zemzem içilir. Yüz ve baş
yıkanır. Sonra imkan bulunursa Kâbe-i şerifin yüksek eşiği öpülür.

Umre nedir, nasıl yapılır
Umre,
hac zamanı olan beş günden başka, senenin her günü, ihram ile yapılan,
tavaf ve sa’y yapmak ve saç kazımak veya kesmektir. Umrenin farzı
ikidir. İhram ve tavaf. İhram umrenin şartı, tavaf ise rüknüdür. Sa’y ve
tıraş olmak ise vaciptir.

Umre, ömürde bir defa, Hanefi ve Maliki’de sünnet, Şafii ve Hanbeli’de farzdır.

İhrama girme yerleri:
Mekke’ye
mikât sınırları dışındaki yerlerden gelenler yolları üzerindeki
mikâtlardan birinde ihrama girerler. Mekke’de bulunulduğu esnada umre
yapmak istenirse, Mekkeliler gibi, Harem Bölgesi dışına çıkılarak ihrama
girilir.

Umre nasıl yapılır
1- Mikât sınırlarının birinde ihrama girilir ve niyet edilir.

2- Telbiye, tekbir, tehlil salevat-ı şerife okunarak Harem-i şerife girilir. Niyet edilip umre tavafı yapılır.
Tavaf esnasında iztibâ ve ilk üç şavtta remel de yapılır.

3- Tavaf namazından sonra Mes’aya gidilerek umrenin sa’yi yapılır.

4- Tıraş olunup ihramdan çıkılır. Böylece umre tamamlanmış olur.
Umrede Arafat, Minâ, Müzdelife’deki menâsik, kudum ve veda tavafı yoktur.

Okunacak dualar: Buraya yazmadık.
Mutlaka o duaları okumak da şart değil, herkes bildiği duaları okuyabilir.

İş ve umre
Sual: Bir iş için Suudi Arabistan’a giden kimse, Mekke’ye gidip ihrama girerek umre yapabilir mi?
CEVAP
Suudi
Arabistan’ın hangi yerine gittiğinizi yazmamışsınız. Eğer mikât denilen
yerin içinde iseniz, dışına çıkıp ihram giyerek öyle Mekke’ye gitmeniz
gerekir. Mikât’ta ihrama girmek gerekir. Daha önce de giyilse olur.
Çünkü Tam İlmihal’de diyor ki:
Hac için, ömre için, ticaret için veya
herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri,
ihramsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri haramdır.
Geçenin, geri mikâta gelip ihrama girmesi lazımdır. İhrama girmezse,
kurban kesmek lazım olur.

Mikât denilen yerler ile, Harem-i Mekke
arasına Hil denir. Mikâttan geçerken, bir iş için Hil’de kalmaya niyet
edenlerin ve Hil’de oturanların, hacdan başka niyet ile, ihramsız
Harem’e girmeleri caizdir. Mikât yerlerini geçerken, niyet ederek ve
telbiye yaparak, usulü ile, ihrama girilir. Mikât yerinden önce, hatta
kendi memleketinde de giymek caiz ve daha iyidir.

Umre ve farz
Sual:
Borcu olanın veya gidip gelirken bazı günahları işleme durumu olanın
yahut farz sevabı işleme imkânı olanın, bunu yapmayıp umreye gitmesi
caiz midir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Umreye
gitmek farz ve vacib değildir, nafile ibadettir. Nafile ibadeti yapmak,
bir farzın terkine veya bir haram işlemeye sebep olursa, ibadet
olmaktan çıkar, günah işlemek olur. (1/124)

Umre sünnet midir?
Sual: Dört mezhepte de umre sünnet midir?
CEVAP
Umre,
Hanefî ve Mâliki mezhebinde müekked sünnettir. Şâfiî’de ömürde bir defa
umre yapmak farzdır, ancak hemen yerine getirilmesi gerekmez.
Hanbelî’de ise, ilk fırsatta hemen yerine getirilmesi gereken bir
farzdır. (Mizan-ül kübra)


Kabe Resimleri

   

   

   

   

   

   

   

   

   






Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)