Thread Rating:
  • 10 Vote(s) - 3.2 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
8. Cennet ile Herşeyi Benliğe Geçirenler (Kar©glanin 17 Ekim 2018 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 


Sekizinci Kat Cennetler ile Herşeyi Benliğe Geçirenler

(Kar©glanin 17 Ekim 2018 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَتَوَكَّلْ عَلَى الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِ وَكَفَى بِهِ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve tevekkel alâl hayyillezî lâ yemûtu ve sebbih bi hamdihî, ve kefâ bihî bi zunûbi ibâdihî habîrâ.

Meali :

Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül etyani yönel yada ona dön yönünü. O’nu(Hic ölmeyen Allahi) her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının yaptiklarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!

(Sadakallahul Aziym Furkan suresi 58. ayet)


---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

" 'Risalet ve nübüvvet muhakkak kesildi. Benden sonra ne Rasûl ve ne de Nebi vardır.' Bu insanlara ağır geldi. Bunun üzerine Rasûlullah buyurdu ki:

— Fakat, mübeşşirat vardır, onlar:

— Ey Allah'ın Rasûlü, mübeşşirat nedir?

Rasûlullah dedi ki:

"Kim beni rüyasında görürse, gerçek olarak beni görmüştür. Çünkü şeytan benim kılığıma suretime giremez. sâdık rüya mü'minin sâdık rüyası peygamberliğin kırk altı cüzünden bir parçadır, Peygamberliğin kırk altı parçasından birisidir.

Ahirzmanda Mehdi vaktinde, rüyalarin onda dokuzu, gün gibi acik rüya olacak, mübeşşirat bunlardir.
"

( Hadis-i Şerif , Tirmizi, Rüya, 2/2272,Buhari, 6994 ve bir parcasida rasidin hocadan,onun internete arayip bulmadigi ve fakat bildigi kadari ile)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Tuvalete girmeden önünde dua okuyunca, tuvalette sıçmak bile ibadete dönüyorsa, Ben çıplak prn filmine baksam da ondan sevap kazanmasını bilirim Çünkü ticaretci Amcalar, Bakkal Amcalar, Neyi kaç paraya satacağını bilir, nelerden de ne kadar kar edebileceğini bilir, Ben bir Bakkal amca kadar akıllı değil miyim ki, tuvaletten sevap kazanmasını biliyorum da, yabancı şarkı dinleyince, yada diziye bakınca, filme bakınca, ya da p**** filmine bakınca sevap kazanmasını bilimeyeyim.
Hocanin birine atfen, sen benim ne zaman öleceğimi bilemez, ve buna sen karar veremezsin ama, ben seninkine karar verebilirim. Nasil mi? elimde armudun iyisi var, Vereyim mi sana yer misin, yemezsen bile, sana yem olarak koyarim, kuzu kuzu yersin. unuttun mu! Rus kızıni yolladilar fetocularda, izmir maçı yaptıydın, dayanamadın yemiştin. Arkasından da zindanlara atı vermişlerdi seni. Havasınan duayınan bana bir şey yapabileceğini mi zannediyorsun? Yapabilseydi, Deccal köpeği şimdiye kadar 50 kere, beni senden önce..... Sen Deccal köpeği yanında, köpeklerin köpeğinin köpeğisin. Bende Kenan gibi "bana bir şey olmaz diyorum" Allah'ın izniyle Ve muhafazasiyla bana bir şey olmaz. senin gibi ahmak köpekler yer Rus yemlerini.

Birde Zikrinde Estağfurullah çekmeyi unuttun diyorsun, Niye unutayım, Her namazın başında 13 sonunda 13 okuyorum, zaten ikindi geldimi Ne etti 78 estağfurullah. ya geçiyor bile kaç ediyor 26- 26- 26 üç = 78 ediyor Seyyid'ül İstiğfar 71 Zaten, ben 78 çekiyorum, niye unutayım çeklerin(çekoslavak) bir lafı vardır, Yarın da bir gün, bugün her şeyi bitirmeye gerek yok, Yarın da, Allah in günlerinden bir gün.

Sen diyor sun ki sabahtan akşama kadar videolara klipleri dizilere bakıp, duaayı okumadın ve Silahsız kaldın diyorsun. Ama geçen Senden Öğrendim, dedin ki, insan Halis niyet ile iki rekat sabah namazını kılsa, akşama kadar onu Allah korur, melekler korur. Sokak a çıktık, ve tabanca evde kaldıysa, cebimde de bıçak varsa, düşmanda karşıma çıktıysa, Ben bir eve gideyim de, tabancami alip gelen olmaz. O zaman bana gereken, cebimdeki bıçağa davranmak. DUA yapılmadıysa da, Sabah Namazımı kıldım, o bana akşama kadar şefaat edecektir. Kuranin tamami başındaki "elif, lam,mim" de gizli, o da demek olur ki, kurandan üc harf okumam, gerikirse kuranin tamamini okumam gibi olur demekdir, Acil durum silahi yani, bu emme elif lam olur, amma be te se olur farketmez, oda dilim döndükce, dilim dönmese bile, kalbim attikca bunada malik olurum, hic silahim olmasa bile, elim ile refiki ala harektei yapsam veya desem yine yeter …….. daha anlatanmi neler var, Allah adaminin silahi da bitmez, mermiside azizim. Elemneşrahda, birinden yoruldundsa, yada birisi seni yorduysa digerine gec demek budur azizim, yani bitmez, silah bitmez, cephane bitmez, mermi gizlemiş rabbim bizim için, 1 milyon hadisde, bir milyon dua var, ve her birinde ayri yol ve yöntem var, sen sec, o yetmezse, ben sana yenilerini alip bulup gelen, dahada yenileri var bugün.


Güneş Gittiği Yere sürüsünü de götürüyor Jüpiter, Pluto, Dünya, Mars.
İnsanoğlu da Gittiği Yere, gözetlemeci ve korumaci muhafiz meleklerini, misal hangi soya mensup ise, mesela Hasan kolundansa, Hasanlari. Hüseyin kolundansa hüseyinleri. İbrahim kolundan ise, İbrahimleri, Musa kolundan ise, musaları, yani sürüsünü birlikte götürmekte.


Amerika'nın aya gittik hikayeleri külliyen yalan, çünkü sen füzeyi attın, ama ay yerinde sabit durmuyor ki, ay tepemizde dediğimiz zaman, tepemizde Sabit değil, dünya her an döndüğü için, ay az önceki yerinde değil, ama senin uzay araci, yerini ve yönünüi aynı tuttu, yönü Güdümlü değil ki, direksiyonuda yok onun, kanadida yok manevra yapabilsin, motoruda yok kanatlariyla menavresini ayarlasin. güdümlü füze olsa bile, aya yetişemez ki, Çünkü ay da mermi gibi hızlı gidiyor, ayın yeni yeri, eski hesapladığın yer değil, Öyle olunca senin ayı Hedef alman bile mümkün değil, peki Nasıl oldu da, senin o devirde, Bir de eski devirde, daha bu teknik bile yokken, senin füze gitti ve ay ın üzerine indi. aklı ve mantıgi olan bir insan için bunun mümkün olmadığı apaçık belli. hadi indi diyelim, ve götüne takdigi füzeler de oraya varasiya bitti, orada sonuncusu ile indi, peki aydan gerii dönerken, merdivenden hoplar gibi, hoplayimiverdide, dünyaya geri indi, yani orada götüne füze ve yakit tanki yerine ne takdida, buraya dogru kendini o füzeyle yolladi. orada enerji bitti len, yok ki gayri füzesi, neyle geri döndü, tabi tabi ay tepemizde güya hani ya, tepeden hopladi aşağı indi değil mi? yeme bizi Amerikan amca, yeme bizi, ahmak değiliz biz sizinkiler gibi.



YouTube kanalımız yani TV karoglan tanınmış hale geldikten sonra, yaklaşık 40-50 video yüklemiş ken, geçen vaazın içinde bir ilahiyi arka planda çaldım diye şikayet edenler yüzünden, ve İnternette arama yaptım telif hakkı veya kişisel haklara saygı meselesi yüzünden, youtubenin bazı kanalların haklarını elinden aldığı, yasakladığı, ya da kanalını kapadı haberlerini okudum, ve vaazlarımız öyle sakin uysal bir vaaz değil, bazılarının işine gelmeyen sözler söylüyoruz. Bazıları anlamıyor, belki ileride anlayacak ama kafası şu an algılamıyor, ama ileride anlayacak, ama şu anki haliyle, bizi şikayet edip kanalımızın kapanmasına, veyahut videolarımızın yasaklanmasına sebep olacağından, ve eski videolarımın kimi ses kaydı ve görüntülerininde kalitesi yüksek olmadığından, daha güzel görüntülü ve sesli, ve kişisel ve telif haklarına saygılı, etliye sütlüye dokunmayan videolar ile, vaazları mı yayınlamaya karar verdim. ve ileride veya geçmişte yaptığım bir durumdan dolayı şikayete maruz kalmamak için, kanalımdaki bütün videoları ve eski videolarımı hepsini sildim.

Nasıl bir dünyaya doğru gidiyoruz ki, herkesin hırsa bürünmüş gözleri, para para para olmuş, hırs bürümüş, ve herkes diyor Şu benim, berikisi diyor bu benim, ve herkes kendince bir şeylere sahip çıkmaya çalışıyor, Dün Yunan Kokoreç benim, Yoğurt benim dedi telifini aldi tescilletti. Biz bugün yoğurt yapınca Yunanistan'a artık telif mi ödeyeceğiz, telif hakkı diye birşey dün çıktı ve aslinda bizim olan ve biz yıllardır yediğimiz yogurtu yapinca, Yunanistan a telifmi ödeycegiz, Yarın diyecek birisi de tas kebabı da benim, öteki de, marul u ilk ben Diktim, Benden öğrendiniz bana telif ödersiniz diyebilir, böyle aymazlık var ortalikda. kaşık kaşık, yıllardır kullandığımız kaşık, yemekte kullandığımız kaşık, birisi derse bu bizim buluşumuz, ve biz o öyle dedi diye, o kimseye Telif mi ödemek zorundayız, ve bir de telif hakkindan başka kullanım hakkı belgesi bulundurma yasasi cikarir bu insanlik yani ileride buda çıkarılir. Adam diyecek ki bu telif ile senin 4 kaşık kullanma hakkın var derse, nereye doğru gidiyor bu dünya, herkesin gözünü bu kadar hirsmi bürüdü, Bu kadar mı para hevesi, para kazanma hevesi bürüdü, dün tarlada İçinden geldiği gibi türkü gibi çağırdıgi sözleri şarkıları alıp"Al fadimem, bal fadimem gibi" gelip anonım diye şarkı yapıp, satan insanlar varken, kimse oradaki teyzelerin telifni ödemedi, ondan aldım diye ona telif hakki falan ödemedi, bunlar cokmu uyaniklardi ve bugünküler onlardanda uyanik cikdi, Telif hakki aliyorlar, "aman aşkım, Tamam aşkım, diye şarki yazdi Adam, 2 tane kıytıriktan bir şey yazıyor, ve bu da benim diyor, şarkı söz benim diyor, Dün türküler böyleydi, Adam gidiyor tarlada falancı teyzeden almış, onu şarkı yaptı. bugün mesela Aleyna Tilki Mevlana'nın sözünü aldı. birkaç tane kimsenin ortalıkta dolanan sözünü aldılar şarkı yaptılar, Sen Mevlana'ya Kaç para ödüyorsun da, ben senin o şarkına telif ödeyeceğim, Sen Mevlana'ya Kaç Para ödedin, sen cokmu akillisin bu kadar haa, o sözden ötürü sen bir telif ödemek zorunda mısın, yani Mevlana'ya gidip kabrinde, ya da onu diğer çocuklarina ben bu sözü kullandım diye Telif ödemek zorundamısın, Biz dinin hepsini Muhammed'den öğrendik, dini kitap yazan hadis yazan bilmem vaaz yazan adamlarin kitaplarina ben niye telif ödmek durumunda kaliyon, o adamlarda bu bilginin hepsini muhammedden ve ondan rivayet eden Tirmiziden, ya buharıden, ya kurandan almadimi, ne bu şimdi, Muhammed de Cebrail den öğrendi, peki bu kitap yazip telif hakki isteyen, yada vaaz edip video cekip yayin yapan, yahut internet sayfasinda bu bilgileri kopyele yapiştir yayinlazan amcalara ben niye telif hakki ödemek zorunda olan yada onların yazdığını okuma da kopyeleme hakkına sahip olmayan. Yarın adam isimleri de bu hale getirecektir Ahmet benim ismim sen Ahmet koyamazsın diyecek. Burası schrems belediyesi bu ismin bütün telif hakkıni ele geçirmiş, schrems ismini başkası kullanamaz demiş, Hey Allah'ım ya Rabb'im ya, internetten yada başka yerde schremsden başkası bu ismi kullanamaz demiş. Ahmet ismini tek kimsenin olsa idi, bir daha hiç kullanılmasa idi muhammedin bu Ahmet ismini bu kadar cok kimse, muhammedin ismi oldugunu bilmezdi, unuturdu. yine Muhammed ismide böyle Muhammed cokca Muhammed ismi koyup Muhammed demiş olmasaydik unutulur gider, Biz Muhammedin Muhammed ismi olduğunu da Bilemezdik belkide. Böyle cookca konulmuş çoğaltılmış, yine dedik ya daha önce, mesela ben bugday ekince, bir tane bugdayi Allah, bunu da yerden bitirince ediyor Sana 70 tane buğday veriyor, yani 70 tane Klon çıkarıyor, aynısının 70 yada 700 tane katı oluyor, Allah'ın yasasında bu Varken, biz nereye doğru gidiyoruz, İnsanlık nereye doğru gidiyor Allah aşkına, nereye doğru gidiyoruz, Herkes her şeyi benlige gecirmeye başladı, bu benim resmim, şu senin şarkın, şu Senin yemeğin, herkes ben ve benim diyor , benlige geçiriyor, Yarın konuşamaz hale geliriz, konuşamaz hale geliriz. kimsenin hakkında laf bile edemeyiz, Yani benim hakkımda laf dedin sen diyemezsin, ortalıkta konuştunuz mu ağzımızda açmayalım gari. iki satır konuşuyor yada yazıyor benim lafım diyor lafları, geldik adam 2 satır bir yazı yazmış, diyor bu yazıyi Ben yazdım diyor, Bilmem kitap yazmiş bunun telifi var, bu da filanca kitap şirketinin elinde flanci gazetenin elinde ve onlara telif ödemek zorundamiyım, o yazar, Adam nereden almış, Ben şimdi bir kelime 2 kelime konuştum diye bunlardan telif hakki mi alacağım, yani Allah'ım yarabbim nereye gidiyoruz, nereye dogru gidiyoruz. cennete doğru gidiyoruz derken, cehenneme doğru mu gidiyoruz, kıyamete doğru mu gidiyoruz. Allah'ım insanlık bitme durumuna mı geldi yani bu kadar mı olur ya, bilmiyorum Bilmiyorum ama işte ben de İleride başıma işler açılmasın diyerekten, eskiden de zaten ilk açtığımda YouTube kanalını, eski vaazları sadece seslendiriyordum video yoktu ve haftanın resimlerin üstüne haftanin vaaz sesini video haline cevirip yüklüyordum, eski Movie Maker le yapması kolay di, aynı tek Resmin üstüne bir tane komple vaazi aldırıyordum, onun Youtube yüklüyordum, yaklaşık belki 100-150 video eklemiştim ama onları sildim, Bu sene yeniden başladım, bu sefer yine vaazlarımızda tek duramıyoruz, sinir geliyor, ya birisine sövüp söyleniyoruz, yada birisinin ismini geçiriyor, işte birisinde kalktık biraz uhreviyeti yüksek olsun diyerekten ilahi koyduk arka planda, arka planda ilahi var diyerek, çalma bile yok, ondan benim zaten kararımdan şu anda para kazanma sistemi bile açık değil, Benim de zaten niyetim bundan para kazanmak da değil zaten, buradan yani ben kendi özümden veriyorum, para kazansam bile, bu şurada benim internette bunu yükleyeceğim diye, ben yapacağım diye, yaktıgim elektrik masrafını karşılamaz, oradan Benim alacağım üç kuruş, benimkilerde öyle 10 000 tıklama, bir milyon tıklama falan bir şey yok, yani biz iki üç beş ziyaretci var diye şükredip, 3 tane adamı kurtarabildikmi, kurtarabildik. o yüzden işte, videoların hepsini sildim, temizledim, sıfırdan başlayacagim inşallah. Rabbim şeytana Fırsat vermez de, böyle şikayet olacak durumlara da düşmeyiz inşallah. İnsanlık da o raddeye kadar gitmez İnşallah, yani Muhammed gelse muhamedide şikayet edip telif ister bu insanlar. Muhammed de vaaz etse adam kitabina yazdigi hadisin muhamedden oldugunu unuturda, birde şikayet eder, sen bizden alıntı yaptın diye. Bu kadar yani, bu kadar aymazlık, Bu kadar yani, sen bizden alıntı yapamazsın derler halbuki eger telif hakki varsa sen muhammedin ehli seyyidlere kac para telif ödedin, o ögrenip kitabina yazdigin tefsirden dolayi ne telif ödedin haaa, yoook ona ve onlara ödenmez caniiiiiim, o anonim bilgi degilmi, tabi tabi. Kokerec benim diyecek, kokerec bile yiyemez hale gelecegiz yemeyeceğiz, konuşamayacagız, şarkı Söyleyemeyecegiz, şarkı dinleyemeyeceğiz, nasıl bir dünya, nasıl bir dünyaya doğru gidiyoruz Güzel de, bu dünya böyle güzel. Cennette Cennette yok Efendim isteyen istedigi yüzü yüzüne takacaklar, istediğini almak için çarşıya gidecek, çalışmadan istediğini uzaninca alabilecek, elinin uzandığını alabilecek, para vermek yok, ibadet edip de yorulmak bile yok. o kadar keyifli bir yermiş Cennet. şu anda işte burası ekmeden bicmeden elini uzatip marketten aliyon zaten ama şu para ile aliyorsun, amma o Cennete calişmak yorulmak bile yok para vermeden uzanip diledigini alacak diye bir yer varsa, bu haller ve para hirsi ilemi böyle bir cennetlere girmiş oluyoruz. Şu anda Benim tahminim biz 7. cennette olabiliriz, ama düşündüm şimdi Çarşıda pazarda her şeyi el uzattığın anda hiç para vermeden alabilme cenneti nerede peki, oraya nasil varacagiz, bu hirs ve bencilik davalari ile mi, o dereceye ulaşmamız ancak bu dünyayı Cennete cevirmek varken, niye cehenneme çevirmeye çalışıyoruz, cennette Neymiş efendim elinin uzandığını alabilecek miş, para vermek yok, çalışmak Yok, rahatsızlık yok, Kimse kimseye şikayet yok, kavga Yok, böyle bir dünyaya nasıl varabiliriz, Böyle HIRS Bürüdü para kazanma hevesi bürüdü, köylü amcada youtube kanali aciyor, ordan para kazanmak için, firinci fatma teyzede aciyor, yemek tarifi veriyor, ve para kazancak, bu kadar olur yani, insanların bu düşüncesiyle böyle bir Cennet'e nasıl ulaşabiliriz. yıllar sürer, Bundan sonra böyle bir cennet ve dünyanın böyle bir hale gelmesi, Belki yıllar alir, bizler bu hale geldikten sonra böyle, herkesin gözü PARA HIRSI Bürüyüp Dolar dolar yaziyorken, yıllar sürer, anlıyormusunuz anlatabildim mi? öyleyse insanlık uyan uyan, uyandıracağım diye uğraşıyorsun, bir yerden şeytan bir tane daha fistek veriyor, beri yandan bir tane minareyi yıkıyor üstlerine, sonra kalkamıyorsun, Ondan sonra ben şuradan kaldırayım seni diyorum, bu seferde üstlerine apartman yıkıyor, uyanın ya, uyanın ya, düşman nereden saldırıyor bir bakın ya. size Canlı konuşmak istiiyorum derken, şikayete ugrayip başimiz belaya gircek, ne yapamk lazim, ne etliye ne de sütlüye dokunmayan masalci teyze olcan, o gecerli şimdi. Ateşperest, ateşe tapan birisi bile, cennete ve öldükten sonra iyi bir yere kavuşmak için uğraşiyor, Allah'ın katında iyi bir yere gitmek için ugraşiyor. bu dünyayi cennet haline getiridigimizde, zaten cennette burasi olacak, yahudilerin kitabinda öyle demiyormu, ve müslümanlar bunu yillardir anlamadilar işte. iyi bir yere gitmek için ölmek lazim degil, cennete burada kurulmuş diyoruz, ama cennette kademe kademe kardeşim, kat kat, katman katman, bak cennette Ne varmış Ellerini uzatıp istediğin, gönlünden geçen her şeyi alabileceksin, bu cennet nerede şimdi, her şeyi benlige geciren insanlar nerde, o cennetler nerede. Her şeyden para kazanmak, zengin olmak kafasında olan insanlar, gözünü hırs Bürümüş insanlar nerede, bunlar mı cennete gidecek olanlar, O benim bu benim diyen mi, Allah'ın mülkünden istediğin gibi, istediğiniz gibi tasarruf ediyoruz, ama biz bir şey buldum, bir tane bir şey yazdım diye Benlige geciren, O benim hakkım, Bu benim hakkım diyenler, Allah bizden ögrettigi ve verdiği her şey den telif ücreti alsaydı, Halimiz Ne olurdu. vay bu gün bu ahlak ile vay halimize vay be, İnsanlık ölmüş ya, ölmüş ölmüş, bu insanlik bir şey olur sandık, yani kimler o cennetlere kavuşacak Ha bilmiyorum, yani sonumuz iyi değil, böyle giderse, sonumuz iyi değil, cennete degilde, kıyamete gideriz vesselam.

Annemizden çıplak vaziyette doğuyoruz, ve ölürken de nasip olursa, belki bir kefen ile yine çıplak olaraktan gidiyoruz hiçbir şeyi birlikte götürmemize Müsaade yok, Siz firavunlarmısınız ki ölurken Bazı şeylerinizi mezarınıza gömsünler, mezara gömseler bile ne işimize yarayacak.
insanlık uyan, Allah aşkına uyan. muhammed hadislerde demiyor mu ki işte cennette el uzattı mı istedgini uzanip alcak, Ben diyorum cennetin bu katmanına 8. Cennet şu anki aklı ve fikri ile bu insanlar, bu cennete ulaşabilir mı allah aşkına. ve yine Muhammed demiş ki sallallahu aleyhi ve sellem Mehdi malı bolca dağıtacak, ve hatta hazineden kim almak istiyorsa gelsin alsın diyecek, tek bir adamın dışında kimse gelmeyecek, Bu adam alacak ve dışarı çıkacak, başka kimsenin olmadığını görünce, utanacak, mali geri vermek isteyecek, hazine'nin başında olan diyecek ki, biz verdiğimizi geri almayız, Sen utancınl'a yaşa diyecek lermiş . ve şu an ki insanlığı bir yerden prim yapmak nemalanmak, onu bunu benlige geçirmek, ve bundan para kazanmak aklında olan insanlık, böyle bir devire ulaşabilir mi. o zaman diyecekler ki Mehdi daha gelmedi, İlerde gelecek , halbuki o geldi ve yaşıyor Ama siz onun idrakinde değilsiniz, Onun sizi ulaştırmak istediği yerde değilsiniz, utanın utanın, utancınızla yaşayın, Bak o kelimeyi ben söyledim, Mehdi Vakti içinde bu yaptığınızdan Siz de utanma olması lazım, Utanma, utanma arlanma olmasi lazım.


Sekiz cennetin alametlerinden birisi de, artık orada Ölümün olmaması, ondan önce ölüm varmış 7. Cennette 6. Cennette ölüm varmış, ama 8. sonumcu, Cennette ölüm getirilip yolun ortasında kesilir dedi Muhammed. Ondan sonra Ölüm yok deniliyor. Öyleyse şimdi bu lazım. bunu araştırıp bulacak adamlara Mucit macit amcalara, ölümün caresini mesela Türkiyede da arayın dediğim zaman, Türkiyede binlerce ev, fabrika, yol, Çarşı, Pazar var, çayır, çimen, dağ, bayır var, ne kadar zor bir arama olur değil mi, bulmak çok zaman alır, Ama ben desem ki, Türkiyede ki, falancı şehirdeki, falancı sokaktaki, filan evin, filanca odasında arayin dersem,
artık oradaki arama çok kolay, ve çok yakın bir zamanda aranılan bir şey bulunabilir değil mi,
ölümün çaresini bulacak amcalara odayı göstereyim, Hüseyin efendimizin Şehit edilmesiyle onun cibilliyeti olan, ayva meyvesinde ölüm hikmeti saklı, Direk odayı gösterdim, hatta o da odada Onun da yerini göstermiş oldum, arayacak adam ölümün çaresini onun içinde arayacak Ölümün sırrı ayvanın içinde saklı, artık gerisi size kalmış, benim bundan öteye yardımım olmaz, Buldunuz Buldunuz, 8. cennete ulaştık demek olur, bulamadınız, daha çok zamanda bilemeyiz bulamayız, O senin, bu benim davalarında döner dururuz. Ama dedim ya gençliğin sırrını çözmeden bunu kimseye ifşa etmeyin. Onu çözmeden bunu kimseye ifşa etmeyin, yoksa ihtiyar birinin ölmemesi olmaz, onun, hasta birinin ölmemesi, ona zulüm olur, Cehennem olur. ama adam önemli bir insandır, bilim adamıdır, buluş adamıdır, fikir adamıdır, onunla bu şekilde, mesela Stephen Hawking gibi bir adam yükünü taşıyordu, O halde de olsa, öyle O halde de olsa yaşatilmasi ile ondan memnun oluruz, yükünü taşırdik belki, öyle birisinin ölmesine Müsaade etmemek, ve yaşatılması, o halde de olsa, Bunlar ona da faydalı, bize de faydalı olurdu. geleceğimiz için daha iyi cennetlere ermemiz için Faydalı olurdu, ama biraz erken gelmiş, erken gitti ne fayda. işte böyle bilim adamı, buluş adamlari, fikir adamları, bu kişiler yaşlı da olsa, hasta da olsa, onların hizmetinin görülmesi, ve bakımlarının yapılması ile, ve ölmesine müsaade etmeyip, yaşatılması, bize de dünyaya da, insanlara faydalı olacaktır. Ama diğer adam, hasta çile ve azap içinde ise, o adamın yaşatılması, adama cehennemin kat kat tattırılması gibi bir şey olur, adam her gün acı çekiyorsa, yaşadığı her gün ona azab oluyorsa bu adam yaşadıkça cehennemi 50 bin kat tatmış olur, O yüzden bu buluşu bulduğunuz zaman, önce gençlik ve sağlığın Sırrı çözülmüş olması lazım ki, ölümün sırrının çözülmüş olmasından da fayda göre bilelim. ve ben size yerini gösterdim, artık ne kadar zamanınızı alır bulursunuz Bilmiyorum. yolun bir de kestirmesini gösterdim, Uzaklarda aramayip, ayva meyvesinin içinde arayın vesselam.

Hud Kavmi Allah'a isyanda aşırı gittiler, Hud Aleyhisselam onları Allah'a ve dinine davet etti, Fakat insanlar kabul etmediler, ve onları önce büyük bir kuraklık yakaladı, ve Hud Aleyhisselam'a gidip yardım istemekten başka çareleri kalmadı. Hud aleyhisselama vardılar, Rabbine Dua et de, Allah bize yağmur bulutları göndersin dediler, O anda Allah ile Mülakat eden Hud yukarda gökyüzünde iki tane Bulut gördü, birisi siyah birisi beyaz idi, Bunlardan hangisini alıp götürmek istersiniz memleketinize dedi, Onlar baktılar ki, şu kara bulut yağmur dolu Bulut olmalı, bize bu Karabulut'u ver, Bizim le o gitsin dediler, ve Hud Aleyhisselam karabulut'a emretti, onların ardina taktı, git Onlarla dedi. Karabulut onlarla, onların memleketine Varınca, bir kasırga bir Tufan, onların memleketini helak etti, rivayet olur ki, orada bir peygamber de vardı, peygamber ama Hud Aleyhisselam, Amma başka bir peygamber, aynı lut Aleyhisselam ile ibrahim Aleyhisselam aynı devirde yaşadığı gibi,
ve orayı Kasırga basmadan önce, o peygambere Allahu tealadan emir ile denildi ki, Ashabını ve inananları, evini aileni al, şehrin ortasında git, ve etrafıniza bir çizgi çiz, o çizginin içine girin, yani yuvarlak bir çizgi ile etraflarını çevirdi, O çizginin içine girdiler, ve o anda o Kasırga geldi oraya tarumar etti, ve o peygamber ve ehlini ve ashabını, Allah o bir çizgi ile korudu. Ama Peygamber kıssalarında, ama İsrailiyat kıssalarında bu böyle anlatılmakta. Biz de daha önce ilk vaazlarımızda buraya yer vermiştik. ve o peygamber ve ümmetini, o an biz de anlamamıştık, sadece bir çizgi ile korunan, Allah'ın bir çizgi ile koruduğu kimseler diye biliyorduk, ve bugün tefekkürümüz biraz daha yoğunlaştı, ve gördük ki işte, Satürn gezegeni ve halkası ve etrafında bir cizgi ve Çakıl ve taşlarla dönen bir halka ve o cizgi ile o taşlarin kafalarina yagmasinin önüne gecilmiş, ve demek ki Hud Aleyhisselam vaktinde o helak edilen Ümmet, satürndeydi, peygamber ve ashabıyla satürünün içindeydi, o fırtına ve Kasırga hala o gezegenin etrafında dönüp duruyor, ve o ümmet peygamberi ve Eshabı ise oradan alınıp bir yakın gezegen ilhak edilmiş, yani indirilmiş, Ondan sonra Allahu alem Nuh Aleyhisselam yani ve Neptün su basan gezegen, böyle böyle biz dünyamıza kadar gelmişiz, bizden ötesi Venüs ve Merkür var, ve her ümmet ve Peygamberi, Bir Bela ile inanmayanlari helak edilmiş,inananlar kurtulup bir alt gögemi desek, yada bir üst göge semaya alinmiş, mehdiyle Vakti de bir ümmet ise, onların helaki de Kıyamet denen şey ile olacak, Yani kıyamet işte Mehdi ümmetinden inanmayanların üstüne kopacak olan Bela ve Mehdi ve ümmetinden İyiler belki alınip Venüs'e indirilecek, venüs'te Yaşar bir gezegen haline getirilecek, ama emin de değilim, sistem bu şekilde yürüyorsa, İleride iki tane daha sistem var, işte Merkür ve Venüs, dünyanın kıyameti kopunca dünya, yok edilince, dünya belasını bulunca, o inanmıyan kafirler belasını bulunca, dünya helak olunca, artık kurtulanlar belki Venüs'e indirilecekler, Venüs Artık bize Yurt ve vatan olacak, eğer tezimiz doğruysa, bu taaa Adem'den bu yana böyle, bir iç gezegene geç, ondan da bir iç gezegene atlayaraktan gelmişiz, ve en son dünyamız, ve ondan ötesinde de 2 tane daha Gideceğimiz yer var ondan Ötesi Güneşin haale leri veya rahmin hareleri yani killari, ve sonra Ateş ve asil Kıyamet , Kıyametde Kıyamet suresinde ve diger surelerde neler olacağı, nasıl şekilde kopacağı Kuranı Kerim'de tafsilatlı şekilde anlatılmış.


Rüya ile amel olmaz deniyor, peki Kur'an'da İbrahim Aleyhisselam'ın rüya ile amel ettiği kıssası neden anlatılıyor o zaman, Hani Mustafa Hoca diyor ki, "sen (Hz ibrahim) rüyana inandın ve çocuğunu kesmeye kalktın" gibi bir yorum getiriyor O ayetlere. Halbuki İbrahim Aleyhisselam İsmail aleyhiselamı kesmeye yatırdımi, yatirdi ve rüyası ile amel ettimi etti, hatta rüyasıni 3 defa Ard arda gördü deniyormu, o yüzden bu rüyanın hak rüya olduğuna kanaat getirdi de, o yüzden İsmail Aleyhisselam'ı kesmeye yatırdı diye biliyoruz. Yıllardır Şeytan taşlama denilen olay da bu olayın neticesinde meydana gelen bir tiyatroyu, her sene yeniden oynuyoruz, ama ne anlarız bundan, Her sene aynı tiyatro oynanıyor, onun manasını anlayan kaç kişi. Halbuki orada rüyası şeytani rüya olmadığı için, şeytan onu davasından vazgeçirmeye çalıştığı üzere gözüne taş yedide gözü kör oldu, o yüzden kör şeytan, kör şeytan deriz. O halde Mustafa hocanın söylediği söz lüzumsuz lakırdı yani. Hakikaten İbrahim Aleyhisselam rüyası ile amel etmiş, bu 1. vaka. 2. vaka Yusuf Aleyhisselam'ın zamanındaki Firavun'un gördüğü rüyayı, Yusuf Aleyhisselam'ın doğru tabiriyle yormasınin üzerine, koskoca bir devletin rüya ile amel ettigi Kur'an'da hikaye ediliyor, Peki bu sadece masal ve hikaye mi, yani rüya ile amel edilmez mi, O zaman neden Allah Yusuf ümmetinin rüya ile amel ettiğini, Hatta bu yüzden Yusuf'un Vezir olduğunu, Kur'an'dan ayet olarak bildiriyor da, bugün insanlar rüya ile amel olmaz diyorlar. Rüya mı peki, gerçek mi, gerçeğe yakın haber mi, Gelecekten verilen bir haber mi, Ve tabii ki şeytani haberler de var rüyalarda amma şeytan sana doğru yolu göstermez, İbrahim Aleyhisselamla İsmail yolla çıkmış, şeytan İbrahim Aleyhisselam'ın davasından vazgeçirecek amma ibrahim Aleyhisselam'ı kandıramayacağını bildiğinden, o onu yani ismaili kandırmaya çalışıyor, ama O da Salih kimse olduğundan kandiramiyor ve gözüne taşı yiyor ve gözü kör oluyor. Öyle olunca, o rüya ile amel olmaz hikayesinin hepsi safsata, rüya ile amel olur, ama Rüyanın hak Rüya olduğunu bilebilirsen, O zaman o rüya ile hak amel meydana getirilir, Koskoca Kuranı Kerim yazıyor ya, Kuranı Kerimi İnkar mı edeceğiz, İki tane dangalak adamın lafına mı bakacağiz, yoksa Allahü Teala'nın bize ayet ayet bildirdiğine mi inanacağız. Rüyanın hak Rüya olduğunu nereden anlarız? işte o firaset ister, Yani Furkan ister, Kur'an ilmi bilmek ister, haklıyı haksızdan ayıracak ahlakla Vicdan ister, Vicdan hikmeti melekesi çalışmayan bir kimse, daha iyi ve kötüyü ayırt edemez ki, haklıyı haksızı ayırt etsin de, Adalet terazisini doğru tartabilsin, hak rüya mı, şeytanı Rüya mı ayırt edebilsin.
Hak ve acikk secik bir Rüya ile amel olunur ama, hangi rüya ile, hak rüya ile, veyahut onu doğru yoran bir alimin yorumuyla da amel olunurmuş, ki Yusuf gibi Rüya yorucu koskoca örnek Peygamber var. Ya kendin doğru yormasını bileceksin, yada rüya yoran birine yorduracaksin.bazı rüyalar zaten açık Rüyadır Yoruma gerek kalmaz, bazıları şifşit rüyalardir ki, mesela rüyada tepeye tırmandığını görürsün, gercekde oradan belki de ineceksin tırmanmaycaksindır, şifşit budur. yani Bir hacker şeytan rüyamızı haklamısın diye melekler böyle Şifşit gösterip, ters haber verirler ki, kehrwert şeytanı onu ters çevirdiğinde, o düz hale gelir. yine mesela rüyanda para kaybedersin, Aslında dünyada para kazanacaksındir işte Şifşittir, Yani bir koca kulak şeytan kulağıni Sema'ya dayamıştır o hal'den haber almıştır ve işi bozmaya çalışacaktır, O yüzden melekler de böyle bir tedbir almıştır ki, şeytana pabucunu ters giydirebilsinler. Peki biz nereden anlayacağız Rüya ters Rüya mı, yoksa düz Rüya mı, işte hepsi ilmü ledün din ilmi bilmek ve Allah ilmi bilmek ile anlaşılabilecek meseleler.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kıyamet yaklaşınca (ahir zamanda) Zaman yaklaştığında müminin rüyası yalan çıkmaz.

( Hadis-i Şerif , Buhari, 7017)


Mustafa hocanın bir yorumunu rastladım diyor ki, İsrailoğulları sanduka ile gezerlerdi de, savaşa girseler sanduka sayesinde Galip gelirlerdi, onlar omuzlarında sekineyi taşırlardi diye rivayeti yorumlarken şöyle diyor :
Halbuki sanduka içinde Tevrat nüshaları vardı, ve fakat onlar bu Tevrat nüshalarında yazilanları okuyup anlayıp yaşamak yerine, ancak dediğiniz gibi yani eşekler gibi sadece sırtlarında taşıyorlardı, O yüzden Kuranı Kerim'de Tevrat Taşıyan eşekler ibaresi geçmekte

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ثَلُ الَّذِينَ حُمِّلُوا التَّوْرَاةَ ثُمَّ لَمْ يَحْمِلُوهَا كَمَثَلِ الْحِمَارِ يَحْمِلُ أَسْفَارًا بِئْسَ مَثَلُ الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Meselullezîne hummilût tevrâte summe lem yahmilûhâ ke meselil hımâri yahmilu esfârâ(esfâren), bi’se meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtillâh(âyâtillâhi), vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn

Meali :

Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

(Sadakallahul Aziym CUMA Suresi 5. ayet)

yani onlara bu küfür o kadar agir geldi ki, müslümnlari artik böyle cahillikte biraktilar, ve onlar birak tevrati, incili kurani bile ezberlediler, icindekileride onlar okuyup anlayip mucit macit olup biliş buluşlar yapiyorlar, ver degişti bizimkiler oldu artik kurani ezeberleyipde, anlamayan icindekileri yaşamayan, ve hifz edip Kuran Taşıyan eşekler.

Yani tevratı omuzunda taşımakla marifet kazanılmaz, eşeklik marifet değildir, Allah tevratı omzunuzda taşıyın diye indirmedi. bir formül olsun sen o formülü başında taşı dur, sana faydası olur mu, öyle bir formül olsun ki taşı altına çeviren formül, sen bunu alip o formül de yazanı uygulayıp taşları altına çevirmek mümkün iken, başında taşı dur, bundan fayda gördüğünü iddia et doğru mudur, yoksa o formülü okuyup onu uygulayıp hayata geçirmek mi Doğrudur, işte odevirlerde israiloğullarının yaptığı bu, tevrat'a anlamak değil ondan mucize Keramet beklemek, Keramet mucize tevratın içinde yazili, eşek gibi taşımak da değil için de kardeşim. Bizimkiler de yıllardır Osmanlı arapçasıyla Kur'an okuyorlar ve Kuran'ı göbeklerinden aşağıya indirmezler ve fakat okuduklarından ne mana olduğunu yüzde kaç kimse anlar belki %3 anca anlar, anlayan var da, onlarda onunla zaten amel etmezler, sadece Arapça tekellüm ederler.
Radyonun televizyonun çıktığı ilk vakitlerde, Avrupa'dan bazı şarkıcıların şarkılarini alıp, bizim şarkıcıların İngilizce ve Almanca bilmemesine rağmen Söylemeleri gibi. a onu İngilizce tekellüm, ama içerik ve Mana yok. yine Bizim milletimiz kendisi bilmez çocuğum okusun Arapça öğrensinler diye çocuğunu hocaya gönderir, Halbuki orada Arapça öğrenmiyor, Sadece Arapça alfabenin okunuşunu öğreniyor, yine anlam mana öğrenimi yok.
işte israiloğullarının sandukayı taşımasında ki mesele de budur, Kur'an'ın kendisindeki açıklamasındaki haberindeki manayı anlamak yerine neymiş Efendim oradan Adam diyor ki, dişi ağrıyana mesela Bilmem Tekasür Suresini oku, yada Tebbet Suresini oku diş ağrısı geçer diye fetva verip hadis uydurup, havas kitaplari yazip, dua kiltaplari yazip satiyor, ve o senin tevrat taşiyan eşekler ise, o küfürden sonra Allahdan gaz alip yürüdüler, ve bütün TIB ve ecza onlarin elinde, onlar diş agrisini tebbet suresi ile degil, ilac ile ve dişi tedevi edecek alet erdavati keşfederek, ve doktrorlugu ögrenipte tedevi ediyor, ya bizim ahmaklar haala büyücü cacizi işleri ile bilmem havasci hocalar, havas kitaplari ile meşgul, ahmak len ahmak,bizimkiler oldu artik ayni kuran yada sanduka taşiyan müslüman ahmak eşekler. Ulan dangalak Tebbet suresi ile diş ağrısının alakası ne, bir manasina bak, Yani Mesela adam Böbrek hastası, Ağrısı geçsin diye Aspirin alıyor, lan dangalak Aspirin'in böbrekle alakası ne, yani aynı işlem işte.
Fakat o Sanduka içinde başka bir SIRDA gizli idi, Hani Peygamberimiz heraklius'a Elçi gönderince, heraklius sanduka yi getirdi, içinde bütün peygamberlerin resimleri vardı, ve bir de Mehdi'nin resmi vardı dedi ki, peygamberin elçilerine Bunlardan hangisi sizin peygamberiniz dedi, O zaman ilk defa Peygamberimizin Aynısının resmedilmiş olduğunu gördüler, ve bu dediler, hepsi ağladılar fakat heraklius, canının yanacağını bildiği için, bunu gizlemek durumunda kaldı, Bizimkiler Peygamberimize geldiler bunu haber verdiler, ama heraklius iman etmişti ama, halkına ilan etse onu öldüreceklerdi deniyor rivayetlerde, o yüzden açığa vurmadı, ama iman etti. Çünkü elçilerin gösterdiği Peygamberimizin resmi idi. öyle olunca sanduka içinde sadece Tevrat nüshaları yoktu, Bir de peygamberlerin resimleri vardı, ve asıl nüshalari ise o resimlerin, Hazreti Adem Aleyhisselam'ın sandukası içerisindeydi, Adem aleyhisselama cennetten verilmişti, ve Zülkarneyn Aleyhisselam vaktinde, Adem Aleyhisselam'ın sandukasını o buldu ve açtı, ve Zaman Yolcusu olduğu için, zamanda yolculuk edip, zamanımıza gelip, zamanımızda ipek dokuyan bir fabrikada onlari ipekleri dokuttu geri götrüdü sekineye yani sandukaya koydu, şu anda Fabrikalarda AutoCAD programi ile, bir resmi cizip, dokuma makinesine bir flash kart yada Sd kart ile yükleyip, aynı resimdeki yüzü dokutabilirsin. işte Zülkarneyn aleyhisselam, orijinal resimleri alıp gelip zamanımızda, ya da zamanımızdan biraz daha İlerideki, modern dokuma makinelerinde, İpek üzerine dokuttu ve onu geri götürdü, işte o sandukanın içine koydu, ve güvelerin bile yemedigi korunmuş resimler haala duruyor. Daha önce ki vaazlarda bunu da söyledik ve yazdık, ve şu anda Vatikan'da ya da İngiltere'de o sanduka, ve onlar Mehdi kim olduğunu da biliyorlar.
Yine de deniyor ki : Peygamber Efendimizin, göğsünden göbeğine kadar, iki satır Arapça yazi vardi ve! la ilahe illallah, muhammeden Rasulullah" yazıyordu. yani dövmesi vardı diyorlar. ve işte Muhammed Mustafa Zamanda Yolculuk ettirilip, bugünkü ya da biraz daha ilerki zamanda ki, modern dövmecilere götürülüp bu yazdırılmış melekler tarafından, yada zaman yolcusu vaktine ermiş vakkiteki gelcekteki dövmeciler gelip, onun gögsüne bu dövmeyi yaziyi yazip gitiler, ve dövme yasak deniyor, ve halime annemizin cocuklari gördü hikayesi budur, yoksa süt emerkenmi, cayirda oynuyordu muhammed, bu kadar dangalaklik olmaz ya, iki yaşina kadar cocuk süt emiyor iki yaşindaki cocukmu diger cocuklarla cayirda oynuyurduda melekler geldi, hikaye yanliş yani, hikaye budur, ve belkide gögsünü yarma degil dövme yapma hikayesi işte ve bu halimenin cocuklarindan degil bizzat peygamberimiz muhammedin agzindandir.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Cebrâil gelip göğsümü yardı. Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, içi hikmet ve îmân dolu altın bir tas getirip göğsüme boşalttı, sonra kapattı."

( Hadis-i Şerif , Buhari Müslim)
belkide o hadise böyle degil ve işte o gögsündeki yazi bu ve dövme yapildi yani.

Dövme vücuda sonradan işlenen bir şey, çünkü çocukken oraya igne ile bir çizik atarsınız, çocuk büyüdüğü zaman çizik büyük bir çizgi olur
ve nitekim cocuk aşisi yapilir, bir igne deligi, adamin kolunda kocaman yuvarlak oluyor büyüyünce degilmi. Ve nitekim bugün bunu Keramet gibi göstermek için, balık daha küçükken balığın gögsüne Allah çizgisiyle çizen var, domatesin küçükken üstüne Allah çizgisiyle çizenler var, sonra büyüdü mü de, Bakın vallahi Allah yazıyor diyerekten, millete Keramet mucize diye gösteren, binlerce Facebook'ta Twitter'da sosyal medyada resimler var, hepsi sahte oynanmış resimler, oynanmiş dövme misali resimler. işte Peygamberimizde ki O yazıda dövme yazısı, ve onun günümüze getirilip, zamanda yolculuk ettirilip, günümüzdeki dövmeciler de dövme ağrısız sızısız La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah yazılıp götürülmesi, Veya oraya o zaman gidipde, yapmlarindan başka şey degil, muhammed bile o vakit onlarin melek olmadigini bilemez zaten, Haşa bunlari yazmakdan aciz midir Allah, Hayir amma Allah yasalar koymuş, fizik kimya, yasalari biyoloji yasalari, ve O gün ki insanlara öyle bir Keramet mucize gerekiyordu, O günkü insanlara dövme meselesini nasıl anlatacaksın, onlar bunu görünce Allah'tan bir alamet olarak tanıdilar ve onların inanmasını vesile oldu. Bugün ben dövme yaptırsam, Allah yazdırsam, la ilahe illallah, yazdırsam, kaç kişi İnanır, Hadi len, daha dövme olduğu belli derler. ama o gün onlar, onun Doğuştan olan bir yazı olduğuna İman ettiler, ve onların imanları biraz daha kuvvetlendi, Ama bugün her sanatçının dövmesi var, Normal insanların bile dövmesi var, yani kime denir artık böyle dövme bir keramettir diye yada kim inanir buna ahmaklar inanir ancak.


Ve Kadir Gecesi için Kur'an'da o gece Ruh Ve melekler her türlü iş için iner de iner diye ayet var. Halbuki buradaki verilen mana yanlış ve orada geçen ruh kelimesini Cebrail diye meal vermişler, Halbuki orada geçen ruh kelimesi, Ahmet amcanın ruhu, Mehmet teyzenin ruhu, ya da Fatma bacının yeni doğacak Fadime kızının, ya da Süleyman oğlunun ruhu. ve onlar öyle her türlü görev iledir onun devaminin manasida, öyle o dogup büyünce mesela dünyada Fadime kız falancı fabrikada işci olacak, Süleyman Oğlan filancı devlette reis olacak, yani her türlü iş için demiyor mu, Yani her ruh ayrı görev ve meslek ve iş üzerine indirilmekte. Çünkü bir fabrikada 10 tane aynı iş yapan işçi olsa bile, Mesela diyelim ki tişört diken 10 tane işçi var, Onlar 10 tane işçiden birisi 100 tane tişört dikti, 100 tişört, 100 ayrı yere gidecek, 100 ayrı insana satılık, 100 ayrı insan giyecek. diğer tişört Diken kadın ise, o da 100 ayrı tişört dikecek, amma onunkiler, 10 tanesi bir yere, 10 tanesi bir yere, 10 tanesi bir yere gibi gidecek, ayrı ayrı görevde Aynı işi yapıyor bile olsa herkes ayrı bir iş üzerine indirilmekte, ve ayrı bir Ruhu Var, ayrı bir mesleği var, ayrı bir yüzü var, ayrı bir eli kolu var, o yüzden, o gece ruhları indirilir, Hangi Ruhlar, doğacak çocukların ruhları indirilir, o gece indiriliyormuş yani, Kuran inzal oldu dedin ya Kadir Gecesi'nde, Kur'an gezip yürüyen Muhammed idi, şimdi yine Gezen yürüyen Muhammedler var. belkide adı Muhammed değil Belki Mehmet, O da gezen yürüyen Kur'an, O da bir Kainat, Kuranı Kerim, Kainat kitabi, başka bir kainatın yazılımı, Öyle olunca, her insan bir Kainat, ve her insanın yazılımı, bir Kur'an gibi, öğleyse binlerce Kur'an ı indi o gece yine daha doğrusu kitap, kitapta Nedir, o kimsenin Kaderi, yaşayacağı, yapacağı, tutacağı, alacağı, evleneceği, o kitap içerisinde yazılı, yani yeni bir kuran ve kitap yada insan oluyor işte, ruh inmesi ve Kur'an inmesi aynı şey, Ruhlar yine doğacak çocukların ruhları iner, yani Kainat yazılımları, Ruh degil Ruhlar iner meseleside de budur, öyle cebrail inipde, orada burada onun duasını bunun duasını kabul etmek için Allah'a götürüp getirme görevi için, orada ara kablosu görevi yapmak için değil yani.


Gezegenler Güneş lere bağlı, güneşler de başka bir güneşe bağlı, O iki tane güneşte, başka bir güneşe bağlı, ve böylece sistemler oluşuyor, sistemler üzerinde galaksiler oluşuyor, galaksiler baş güneşe bağlı, Öyle olunca bizim güneşimiz Hazreti Muhammed Mustafa, o ise batmayan Güneşe bağlı.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

مَّا جَنَّ عَلَيْهِ اللَّيْلُ رَأَى كَوْكَبًا قَالَ هَذَا رَبِّي فَلَمَّا أَفَلَ قَالَ لا أُحِبُّ الآفِلِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fe lemmâ cenne aleyhil leylu raâ kevkebâ(kevkeben), kâle hâzâ rabbî, fe lemmâ efele kâle lâ uhıbbul âfilîn

Meali :

Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi. yada kaybolunca, “Kaybolup gidenleri sevmem.” dedi.

(Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 76. ayet)

İbrahim Aleyhisselam Baktı ki güneş batıyor dedi Ben batanlardan hoşlanmam dedi ve güneşe tapmayı bıraktı Halbuki Güneş ve YILDIZLAR batmaz ki, Güneş olduğu yerde duruyor ama, sen göremez hale geliyorsun, senin görme açından çıkıyor sadece, ve bu hikaye yine yanlış bir hikaye, Güneşin Battığı nereden belli, güneşin söndüğü mü var, orada İbrahim Aleyhisselam bakmış Ben batanlardan hoşlanmam demiş, Allah'ım yarabbim, Güneş batmış yok olmuşmu oluyor, kac yaşinda bu ibrahim, ilk defami gökyüzüne bakmiş veledmi cocukmu daha, Güneş olduğu yerde duruyor ertesi gün bir daha görüyorsun sadece. bunu farkedememişmi? akli nerde bunun, hicmi farketmemiş bunu, yani ibrahim aleyhisselam hic bisey bilmeyen Neandertal insan herhalde, yani bir peygamber olcak yani velhasil akilli insan olcak, ve böyle ahmakça bir yorum getirecek, yada daha akli başina yeni gelmiş cocuk daha, Güneşin batmasına peygamber olacak Ve böyle ahmakça bir yorum getirecek, hem de Hz Nuh dan sonraki 3. atamız olacak, Bir de böyle güneşin battığını yok oldugunu iddia edecek, ve yıllardır burada Hocalar hacilar hikaye anlatacak ibrahim Aleyhisselam böyle diyerekten akıllı oluyormuş, bu ayettemi uydurma o zaman, ne kadar cocukca bir hikaye, yada insanlik artik cok akilli oldu, atalarini akilsiz saniyor artik. Allah biliyor zaten yine Allah bilir de dogrsunu, akli olan biri bunu duyunca akıl ile uyuşmadığını anlaycakdir, hatta cok akilli olmakla alakasi bile yokdur, ve bunu anlamayan ahmaktır.



Musa Aleyhisselam bastonu ile denizi yardı diye Ayet var, ve bir adam baston tutma yaşına geldiyse, bayağı bir yaşlanmış, ve Öyle olunca Musa aleyhisselam denizi yarıp karşıya geçtikten sonra, israiloğullarının başında kaç sene daha Durmuş olabilir, peygamber olmuş ya ondan sonra kaç sene daha ümmetine egitmiş olabilir, Daha ardından Tevrati okumayip ancak omuzlarina almışlar, öyle olunca egitememiş ve ölmüş demekki. Tevrattan faydayida sendikaya koyup başlarında taşımakta bulmuşlar. kurtuluşuda Tevratta ve fakat Tevrat Taşıyan eşeklik de bulmuşlar, Halbuki dinin gayesi, insanlığın ve dünyanın memur olması için, gerekli kurallar zinciri uyulması gereken kurallar zinciri işte. çalmayın çalmazsan kimsenin malı zayi olmaz. zina etmeyin dedi, zina etmezse kimse,insan eş bakimdindan haksızlığa uğramaz, kadın açısından erkek açısından aldatılma durumu olmaz. öldürmeyin, haksız yere insan hayvan öldürülmemesi ile, kimseye zulüm edilmemiş olur. bunlar yapıldığı zaman karşılığı cennette midir. yani öldükten sonra mı verilecek, Halbuki Sen haksız yere öldürmedigin zaman hak yerini bulduğu zaman, bu dünyada adalet gerçekleşmiş olur, ve bu dünya cennete dönmüş olur. Sen çalmadigin zaman, yine bu dünya güzel bir hale gelmiş olur, sevdiğini aldatmadiği zaman, kadın ve erkekler arasında Adalet sağlanmış olur, evlilik yaptığın zaman, öyle çocuk yaptığın zaman, zina çocuğu olmadığı zaman, Soy korunmuş olur. ve bunların hepsinin karşılığı gördüğünüz gibi dünyada, ve bu kurallar zinciri bizi ahirette memur etmek için değil, dünyada memur edip, insan ve adam etmek için olan kurallar, yoksa adam Bilmem bunu okuduğunda sevap kazanacak, cennette Köşk sahibi olacak, Bilmem la ilahe illallah deyince, cennette Huri sahip olacak, Bu mudur yani. Halbuki Allahin bize dinler ile getirdiği kurallar ve sünnetler, bu dünyada insanlığın ve dünyanın imari içindir.



أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَكُلَّ إِنسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَآئِرَهُ فِي عُنُقِهِ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَابًا يَلْقَاهُ مَنشُورًا اقْرَأْ كَتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيبًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve kulle insânin elzemnâhu tâirahu fî unukıhî, ve nuhricu lehu yevmel kıyâmeti kitâben yelkâhu menşûrâ. Ikra’ kitâbeke, kefâ bi nefsikel yevme aleyke hasîbâ.

Meali :

Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. “Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir.

(Sadakallahul Aziym İSRÂ Suresi 13 ve 14. ayet)

Kur'an'da bir insanın kitabını boynuna bağladık Hadi o halde okul kitabını diyeceğiz diye geçiyor Yani Kadir Gecesi'nde inen ve Bir çocuk olaraktan yaratilip sonra adam yada kadin olacak ve kitabını okuyacak, belki kitabinda 30 yaşinda mahalledeki Bakkal amca olcak diye yaziyor, ve böylece Rezzak olan Allah ismini yeryüzünde tecelli ettirecek, ne zaman ki O mala mülke sahip oldu, yetişkin yaşa Erdi ve bakkal dükkanı açtı, işte kitabını okudu, ve bakkal dükkani olan amca Fitratina yani " ma hulika leh" hikmetine, ne hikmet üzre yaratildigina ermiş oldu ve Bakkal amca oldu. ve o mahallenin insanlarının karnını Doyuran yada sırtını giydiren Rezzak Allah sıfatının tecelli ettigi kimse oldu işte. işte kitabını okumak böyle bir şey, yoksa her İnsanın boynunu günahlarınida yazdık sevaplarını yazdık, işte ahirette Oku bakalım ne yapmışsın, falanca yerden çalmışsin, filanci yerde küfür etmişsin gibi algılıyorlar sadece bunu, bu ayeti, Halbuki işte kitabının okunması, ikra suresi alak suresinde, muhammede de oku denilmedi mi? nasil hemen unuttuk, ilk defa muhammede oku kitabini dendigini ve bunun ile başlayan kurani, sana verilen de bir kitap var dedik, ya Muhammedinki Kuran ise, seninkini de Ahmet amca kitabı, Anakarali bakkal amca kitabi, Hani bunu dedik de, başka bir dinmi var kitapmi var diye anlayip itiraz edenler oilursa, var Bak senin yaşantın, senin alacağın vercegin ölcegin icinde yazili olan yazılım, seyahatlerin her şeyin, Sana özel bir yazılım, komşundan tutta 18 yaşındaki öğretmenin kim olacağına kadar, Bilmem 20 yaşında evleneceğin kızın kim oldugu hepsi içinde yazılı kitap, yani o kitapta senin kitabın, işte kitabını okumak ile sen, ya onu hayatında serencam halinde yaşamak ile kitabını okumuş olursun, kaderini yaşman yani, bana da evliyanin birisi öyle demişti, sen seyri sülükünü, hayatın serencamı gibi yaşa demişti, Ve ben ekstra ondan 100 Allah zikiri letafi zikiri, bilmem nefsi ispat Zikri falan çekmeden, hayatın serencamı gibi bu hallere yaşayıp geçmek deyim.
İşte sen bu kitabını ana yazılımdan okuyabilirsen, Senin hangi kader üzerine, yani hangi fıtrat üzerine yaratığini Bildiğin zaman, eğer sen kedi cibliyatinda olcak isen, kedilerin yapacağı göreve talip olmak zorundasın, yani kedi nedir, Aslan ya da Reis, devlet reisi, Bilmem Diyanet reisi, ya da Bilmem Futbol Kulübü Başkanı, Bilmem hukuk kalemi başkanı, Millet Meclisi reisi, Öyle liderlik Fitrati üzerine yaratılmışsın ki, Ama sen fıtratına uygun amel etmezsen yanlış Kitap okudun yada yanlış yönlendirildin ve doğru bir yaşayış yaşayamazsin.

Yukarıda anlattığımız ölümün SIRRININ çözülmesi meselesinde Kur'an'da buna atfen bir ayet var.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَتَوَكَّلْ عَلَى الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِ وَكَفَى بِهِ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve tevekkel alâl hayyillezî lâ yemûtu ve sebbih bi hamdihî, ve kefâ bihî bi zunûbi ibâdihî habîrâ.

Meali :

Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah’a) tevekkül et yani yönel yada ona dön yönünü. O’nu(Hic ölmeyen Allahi) her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının yaptiklarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!

(Sadakallahul Aziym Furkan suresi 58. ayet)


Bu ayette demiyor mi ki sen öyle bir Allah'a yönel ki, ölmeyen Allah olsun, hiç ölmeyen Allah olsun. Anladınız mı şimdi bizim Kime Doğru yönelmemiz gerektiğini, artık yönümüzü, ölümsüzlüğün çaresini bulacak olan Allah'a doğru yönelttik, kim o, işte Allah'ın yeryüzündeki halifelerinden birisi, o öyle bir adam ve Macit mucit amca ki, ölümsüzlük sırrını bize ögretiverecek bir amca, yeryüzündeki Halifelerden bir Halife ki, Fitrati bu görev için olan Kainat ve Yazilim olan Halife, Allahin Ölmeyen Allah ismi Üzerinde tecelli eden Halifesi, Allah'ın halifesi yeryüzündeki başka gezen yürüyen bir Allah, hangi Allah, O Allah ki ölümsüz olan Allah. ve bir adam ölümsüzlüğün çaresini bulsa, ilk önce ilacı kime verir, Tabi ki kendisi yutar ilk önce ve, kendisi ölümsüz olur, ve formülde ondadır zaten, işte öyle bir Allah ki, bizlerde ölümsüzlügü ondan öğrenmemiz lazım, yani ona doğru gitmemiz gerekiyor, yönümüzü ona dogru dönmemizi isteyen o yukardaki ayet ile allah degilmi zaten, ve bizde yönümüzü ona dogru tuttuk artik, hangi Allah bu kim bu, Ahmet amca mı, Mehmet amca mı, Türk mü, Alman mi, Amerikan mı, Fransız mı, Neredesin ey ölümsüz olan Allah, bize senin kim ve hangi Allah, hangi halife olduğunu göster, Bak ona yolu gösterdik, onların (ayvanin) içinde ara dedik O askere, Ey Allah'ın askeri ve mehdi Askeri olmak şerefine eren askerim, Sen bir kim olduğunu yani nefsini bil bul ve bu Fıtrat üzere bir görevle yaratıldığını bil bul, o güzel Kadir Gecesi seni bu görevi yapman için indirdiklerini hatirla ve bil bul ve kitabını oku, ve kitabında ölümsüzlügün Çaresinin Sende yazili olduğunu bil bul, ama sen kimsin, henüz ben bilmiyorum, Hadi çabuk ol fazla Zaman ve zamanimiz ve seninde fazla zamanin yok.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahsenehu, ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb

Meali :

Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.

(Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 18. ayet)

Bu ayette geçen
ellezi yestemiunel kavle feyetebiune ahsenehü
"Onlar ki sözün doğrusunu işitince, Hemen ona uyarlar." ayeti kerimesi Sen de tahakkuk etsin, mesajı alinca hemen görevinin başına geç.


Biraz da Raşit Tarikatı derslerine devam edelim:

Mehdi askerleri Her namaz öncesi ve sonrası 13 Estağfurullah çekecek demiştik. Nakşibendi Tarikatında olanlar 25 çeker. Biz ise 13 çekeceğiz demiştik, 25 li tabancanin 2 şarjöründen birisiyiz biz, ve 25'in yarası 13, bizim askerimiz namazların önünde ve sonunda 13 Estağfurullah çekecek demiştik. ve güne başlarken, sabah ilk Estağfurullah çekerken, günü açıyorum diye çekecek, bir güne başlama tövbesi, yatsıyı kılıp namazdan sonra da 13 Estağfurullah çekecek tövbe edip Gönün Defterini kapatıyorum diyerekten çekecek. aradakilerde aralarda işlediğimiz günahlar içindir.

Geçenki sesli vaazda anlatırken birden frekansımı kestiler ve, ne diyeceğimi hatırlayamadım. ve notlarıma bakınca geri geldi, Bak not unutmuyor, yani Melek unutmuyor, not yazdığın Kağıt bir melek, bana göre böyle bir mele,k o görevden hiç Şaşmaz, görevinden İsyan edip ayrılmaz, görev yerini de terk etmez, ve notlarıma bakınca hatırladım, ne demek isteyeceğimi hatırladım geldi yine, Meleklerim hatırlatti Ama, bu sefer not Meleklerim hatırlattı. ve demiştim ki buralarda Flohmarkt diye bir şey var, yani bit pazarı ve biz ilk geldiğimizde mobilyalarımızı iş elbiselerimizi bit pazarından alırdık, Ben yeni geldigimde gittim adam bit pazarına Mobilya vermiş, mobilya gıcır gıcır tertemiz duruyor, hiç mi kullanmadın bunu be adam, Yani demek isteyecektim ki oradan, Bunlar melek gibi insanlar, hani diyeceksin ki, kafir bunlar, ya da Hristiyan bunlar, tamam amma adam bu mobilyeyi bile incitmemiş, o kadar kibar adamlar, eskimemiş, Mobilya len,odun odun, biz satın alıyoruz ve onların kaç sene kullanıp eskitmedigini, iki üç ay içinde kirip döküp eskitiyoruz. yani biz onların makamına bile ermemişiz, melekler Latif varliklardır, Latif demek ince ve kibar olan demektir. o kadar kibarlar ki mobilyalar bile eskimiyor, elbiseleri bile eskimiyor. bir Alim demişti ki : insan günah işlemese, elbisesi bile kirlenmez, hatta eskimez demişti. o zaman Bizler müslümanlar olaraktan Elbisesi kirli mobilyasi eski kimseler, demek ki daha Latif olan insan, ya da halife vasfına bile çıkmamışiz, vay vay, onlar ve cennet nerde biz nerde. Yani o sizin beğenmediğiniz Hiristiyan dediğiniz, Yahudi dediğiniz adam, Melek Makamina çıkmış, incitmeyen Latif Melek makamina çıkmış, ya sen ve ben, iman kim de o zaman? kimler cennette o zaman?
Hocanın birisi diyor ki, Latif Zikri çekmeden olmaz diyor, Latif Zikri çekince neymiş, Melekleri, Bilmem cinleri görecekmişiz, onlardan fayda görecekmişiz. ve sen gibi ahmak günde 100.000 Latif çekse ne olur ha. Arap müsülamnlar arap konsoloslugunda Müslüman denen adamlar, konsoloslukta, adamı diri diri Kesmişler, valize koymuşlar, Müslümanım diyor Cihad deyip adam öldürmeyi Müslümanlık Sanıyor adam, bir milyon Latif çeksen neye yarar, bak adamlar Mobilya ne ki, tahta len tahta, adam tahtayı bile İncitmiyor eskitmiyor
Ve Sen bir adami kesip valize koyuncami Latif oluyorsun, yoksa tahtayı bile incitmeyen adamlar mı? kim Müslüman o zaman? kim mümin ve imanli, kim Latif Cekmiş ve Latif olup melek vasfina yükselmiş, sen namaz kilinca cihad edince latif cekincemi? yoksa onlar namaz bile kailmadan mi bu hale erdiler, kim insan, kim hayvan, ahmak bakda gör, kim cennette, kim cehennemde, kim cennet ehli, ve latif melek gibi olmuş gör.


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve izâl vuhûşu huşirat.

Meali :

Vahşi hayvanlar bile haşrolup toplanıp bir araya getirildiğinde.

(Sadakallahul Aziym TEKVÎR Suresi 5. ayet)

Vahşi hayvanlar bile Haşr olduğu zaman diye bir ayet var o zaman bu zaman ve cennette. Burası cennet ise, O zaman bütün hayvanlarda burada, vahşi hayvanlardan evcil hayvanlara kadar Hepsi burada, işte Vahşi hayvanlar bile Haşr olduğu demek de budur. Yani bizim vaktimizde adam Yılan(vesaire vahşi hayvanaları) besliyor ve yatakta birlikte yatıyor ve o hayvanda onu bilip ona zarar bile vermiyor o vakit bu vakit degilmi?


Eski alimler hep Mehdi ve vaktini beklemişler, ve kendilerini Mehdi olacak sanmışlar, ya da Mehdiyi göreceğiz sanmışlar, ve bu olmayınca da vay vay erken gelmişiz demişler, birkaç gün önce televizyon kanalında Zahide Yetiş de bir doktor ya da sağlıkçı çağırmış, ve hastalıkları tedavisi bulunuyor, ve yapay ciğer kalp böbrek üretilebiliyor diye anlatıyor, hatta deri bile bir üretilebiliyor diye anlatiyor. ve bizde ölümün çaresi de bulunacak diye anlatıyoruz yakın zaman içinde. ve Zahide dedi ki erken gelmişiz vah vah dedi. Yani herkes Eğer ölümün çaresi de bulunursa, Artık erken gelmişiz lafi rafa kaldırılır. Görecekler yani, vaktimizin diğer Peygamberler ve halkının vakitlerine göre, en iyi vakit olduğunu, görmeyene ben daha ne diyeyim ki. bakın kaç haftadır anlatıyorum, Biz de şunlar var, Onlar da yoktu, onlarda şunlar yoktu, bizde var diye, kaç meseleyi anlattım ve bu haftanın konusu ise
Rivayet odur ki,

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Yatsıdan sonra Tebareke okuyanın kabri aydınlık olur."

( Hadis-i Şerif )

Bu hadisi okuyanlar, bunu öldükten sonra Kabrimize lamba koyacaklar gibi algılıyor, ahiret Yurdu Burası ve İşte o Tebareke okuyanlarda burada ve bizleriz, ve biz eski ömrümüz ve dar zamanında okumuşuz belki peygamber zamanında ya da daha sonra işte, şimdi kabrimiz ya da ahiretimiz işte aydınlık, ve Edison Amca lambayi keşfetmiş ve gecelerimiz bile karanlık değil artık, işte bu hadisin yorumu da böyle yani kabrinde lambalar cenneti, neymiş orası, işte bu nasıl bak, herkes lambalar avizeler kandiller cennetin de, evinde elektriği ve lambası olmayan yüzde kaç kişi var, Elhamdülillah Muhammed'in sözü ne demek ki bizler itiba etmişiz okumuşuz, Tebareke okumayan bir kaç kişi varmış diyelim, birkaç demiyorum, belki daha elektriği olmayan yerler lambası olmayan yerler var, ama işte onlar peygamberin Tebareke okuyun sözüne ittiba etmeyenler, Bizler ki itimad edip okumuşuz ve bizler bu lambalar cennetine vardık.

Özel bir meseleyi de anlatıp vaazimiza bu haftalık son vereceğiz. konumuz şudur ki : herkes atalarının DNA sini taşır, ve bu zamanda Mehdi çocukları da Mehdi DNA sını taşıyanlar, Eskiden annem babam vaktinde onların evlendiği çocuk yaptığı vakit Soba bile yokmuş ve onlar Ocak başında Isinıyorlarmış daha dogrsu dedem ninem zamani ve üşümemek için de Pamuklu yorgan gibi zıbın denilen içlik giymektelermiş, ve ben onların çocuğu olduğum için benim de DNA da işte içilik giymek kodu var, ve benim Mehmet Emin isimli bir arkadaşım vardı okulda, beden dersinde elbiselerimizi çıkarıp eşofman giyiyorduk ordan gördüm, ve o içinde yünden örme süveter şeklinde bir içlik giyiyordu, ve diyordu ki bunu Ben giymeyince hasta oluyorum. işte zıbın ya da içlik işte, hafif havalar ara geçiş Mevsimine geldi, hafif hafif sıcak sobalarında kaloriferlerinde tam yanmadığı için, işte Biz de hemen üşüyoruz, ve bizim DNA kodumuzda olan Mehdi çocukları da, aynı kod ile kodlu olduğu için, onlarda hemen Üşüyeceklerdir, öyle oldugundan bizim derdimizin dermanı, içlik giymek, Hatta öyleki Muhammedül Emin den öğrendik ki, Ağustos'ta bile yün içlik giymek, yani Muhammed Arabistan gibi çölde başına yün takke giyermiş, sırtına da deve yününden elbise. öyleyse bize gereken ve çocuklarımıza ve annelerine gereken, onlara bir iclik göynek ya da süeter gibi bir kazak giydirmek. Bunu yaparak bunların da sorununu çözüp, benim de bundan muzdarip olmamın önüme geçmiş olacaklardir.

Rabbim evlatlarımızın annelerine de, emanete sahip çıkmayı nasip ve müyesser kılsın.


--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '


وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 17 Ekim 2018 Çarşamba

Original Kar © glan







Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)