Thread Rating:
  • 22 Vote(s) - 3.23 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Eğer Bilmiyorsanız, Zikir Ehline Sorun (Kar©glanin 02 Şubat 2018 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 


Eğer Bilmiyorsanız, Zikir Ehline Sorun

(Kar©glanin 02 Şubat 2018 Vaazi)


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلاَّ رِجَالاً نُّوحِي إِلَيْهِمْ فَاسْأَلُواْ أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn

Meali :

Senden önce de sadece kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekler gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.

Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet


---oOo---

Avf b Mâlik'in bildirdiğine göre Ebû Zer (r.anh), Rasûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına oturdu. Hadisin devamında şöyle denilmiştir: "Ya Rasûlallah Peygamberlerin ilki hangisiydi" dedim,
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Âdem" buyurdu.
"Nebî miydi O" diye sordum. "Evet Allah'ın hitabına muhatab olan bir nebidir" buyurdu.
"Ey Allah'ın Rasulu, Peygamberlerin sayısı kaçtır?" diye sordum, "124 bin" buyurdu.
"Bunların kaçı rasuldur?" diye sordum, "315'i büyük kalabalık" buyurdu.

( Hadis-i Şerif , Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 266,İshâk,Taberânî,İbn Hacer Askalani,)

Bûsîrî demiştir ki: "Bunu İshâk, İbn Ebî Şeybe ve Sahih'inde İbn Hibbân rivayet etmiştir. Nitekim İlim kitabında geçmişti." (III, 41) 3023, 3314, 3428 nolu hadisler. (İbn Hacer Askalani Metalib’ul-Aliyye)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولٌ فَإِذَا جَاء رَسُولُهُمْ قُضِيَ بَيْنَهُم بِالْقِسْطِ وَهُمْ لاَ يُظْلَمُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve li kulli ummetin resûlun, feizâ câe resûluhum kudıye beynehum bil kıstı ve hum lâ yuzlamûn.

Meali :

Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.

(Sadakallahul Aziym YÛNUS Suresi 47. ayet)


Peygamberlerin sayisi hakkindaki hadis rivayetini İsmail Hakkı Bursevî, Tefsiru Ruhu’l-Beyan, 2/323; 6/49; 8/215. bunu 224 bin peygamber oldugunu rivayet ediyor

Peygamber

Peygamber; Allah (c.c.)'in insanlara doğru yolu göstermek üzere görevlendirdiği, her türlü ahlâk güzelliğine sahip seçkin insanlardır. Peygamberler, Allah'ın kendilerine vahyettiklerini insanlara duyurur, Allah ile kullar arasında elçilik yaparlar.

İlk Peygamber Hz. Âdem'den son Peygamber Hz. Mu-hammed (sav)'e kadar pek çok peygamber gelip geçmiştir.

Gönderilen peygamberlerin sayısı konusunda Kur'an-ı Kerimde herhangi bir rakam verilmemiştir. Hadis-i şeriflerde sayılarının 124.000 olduğuna işaret edilmiş, daha farklı rivayetlerde vardır. Bizim için önemli olan:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مِن رَّبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللّهِ وَمَلآئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Âmener resûlu bimâ unzile ileyhi min rabbihî vel mu’minûn(mu’minûne), kullun âmene billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve rusulih(rusulihî), lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih(rusulihî), ve kâlû semi’nâ ve ata’nâ gufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr.

Meali :

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”

(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 285. ayet)

Bizim için önemli olan: "Hz. Âdem'den Hz. Muhammed (sav)'e kadar gönderilmiş olan bütün Peygamberleri hepsine inandım, hepsinin hak ve gerçek olduklarını kabul ettim." Demektir.

Yüce Allah Kur'an'da: Her ümmetin (toplumun) bir peygamberi vardır." buyurarak, her topluma bir peygamber gönderildiğini haber vermektedir. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:

"Ey Muhammed! And olsun, senden önce de birçok peygamber gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık" ( Mümin suresi, ayet 78)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِّن قَبْلِكَ مِنْهُم مَّن قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُم مَّن لَّمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَنْ يَأْتِيَ بِآيَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ فَإِذَا جَاء أَمْرُ اللَّهِ قُضِيَ بِالْحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْمُبْطِلُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve lekad erselnâ rusulen min kablike minhum men kasasnâ aleyke ve minhum men lem naksus aleyke, ve mâ kâne li resûlin en ye’tiye bi âyetin illâ bi iznillâhi, fe izâ câe emrullâhi kudıye bil hakkı ve hasira hunâlikel mubtılûn

Meali :

Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber, Allah’ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah’ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.

(Sadakallahul Aziym MU'MİN Suresi 78. ayet)

Ebû Zer anlatmaktadır:
Mescid'e girdim. Baktım Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) tek başına oturuyor. Ona bakmaya başladım. Ama o beni görmüyordu. Kendi kendime: "Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) bu şekilde hiç yalnız kalmazdı. Ya bir işi vardır. Ya da kendisine vahiy iniyordur" dedim.
Sonra yanına gidip gitmeme konusunda gönlüme danıştım. Gönlüm gitmek dışında bir seçeneğe razı olmadı. Sonra yanına kadar gidip kendisine selam verdim. Sonra oturdum. Uzun muddet oturduğum halde ne bana dönüyor, ne de benimle konuşuyordu. Bunun üzerine kendi kendime herhalde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına oturmamdan memnun kalmadı" dedim.
Sonra bana dönerek: "Ebû Zer!" diye seslendi.
"Buyur yâ Rasûlallah. Emrine hazırım" dedim.
"Bugün namaz kıldın mı?" diye sordu.
"Hayır" dedim.
"Öyleyse kalk, namaz kıl" buyurdu.
Kalkıp Allah'ın dilediği kadar namaz kıldım. Sonra dönüp oturdum. Yine uzun muddet benimle konuşmadı.
Ben yine "Herhalde Rasûllullah (sallallahu aleyhi ve sellem) benim yanına oturmamdan memnun kalmadı" dedim.
Sonra bana dönerek: "Ebû Zer!" diye seslendi.
Ben: "Buyur yâ Rasûlallah, emrine hazırım" dedim.
"İnsanlar ve cinlerden olan şeytanların şerrinden Allah'a sığın" buyurdu.
"Anam babam sana feda olsun insanların da şeytanları mı vardır?" diye sordum.
"Aziz ve celil olan Allah, aldatmak için birbirlerine câzib sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık buyurmuyor mu?" dedi.
Sonra bana dönerek: "Ebû Zer!" diye seslendi.
Ben yine: "Buyur ya Rasûlallah" dedim.
"Sana cennet hazinelerinden bir hazine olan bir söz öğreteyim, mi?" buyurdu.
Ben de: "Anam babam sana feda olsun" dedim.
Sonra şöyle buyurdu: "De ki: Güç ve kuvvet ancak Allah'a aittir (lâ havle ve kuvvete illâ billâh)"
Sonra Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) sustu, hiç konuşmuyordu.
Suskunluğu uzun sürünce ben söze başladım: "Ya Rasûlallah! Sen bana namazı emrettin. Namaz nedir?" "En hayırlı iştir. Dileyen az yapar, dileyen çok" buyurdu.
"Ey Allah'ın Rasulu! Oruç nedir?" diye sordum.
"Karşılığı (Allah tarafından) takdir edilen bir farzdır" buyurdu.
"Ey Allah'ın Rasulu! Sadaka nedir?" diye sordum.
"Kat kat sevabı bulunan ve Allah katından daha fazlasını kazandıran bir ameldir" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! Hangi amel daha faziletlidir?" diye sordum.
"Allah'a iman etmek ve O'nun yolunda cihad etmek" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! Hangi şehid daha üstündür?" diye sordum.
"Kanı akıtılan ve atı dahi öldürülen şehid" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! Hangi köleyi azad etmek daha faziletlidir?" diye sordum.
"En pahalısı ve sahibleri nezdinde en değerlisini" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sordum.
"Güç yetirilen ve fakire gizlice verilen" buyurdu.
"Eğer sadaka verecek bir şey bulamazsam?" diye sordum.
"İş bilene yardım edersin, ya da elinden bir şey gelmeyenin işini görürsün" buyurdu.
"Ey Allah'ın Resulü! Eğer bunu da yapamazsam?" diye sordum.
Diline işaret ederek: "Bunu korursun. Zira bu, kişinin kendisine vereceği güzel bir sadakadır" buyurdu. "Ey Allah'ın Rasulu! Sana Kur'ân'da indirilen âyetlerin hangisi daha üstündür/yücedir?" diye sordum. "Sen Kûrsi’ye göre göklerin ve yerin nisbetini bilir misin?" buyurdu.
"Hayır. Ancak Allah'ın sana öğrettiğinden bana öğretirsen bilirim" dedim.
Bunun üzerine: "Kûrsi’ye göre göklerin ve yerin misali engin çöle atılmış bir halkaya benzer. İşte Kûrsi’nin gökler ve yere üstünlüğü çölün o halkaya üstünlüğü gibidir" buyurdu.
"Ey Allah'ın Rasulu! Peygamberlerin sayısı kaçtı?" diye sordum.
"124 bin" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! Hepsi rasul muydu?" diye sordum.
"Hayır. Onlardan yalnız 315'i rasuldu" buyurdu.
"Ya Rasûlallah! İlki hangisi idi" diye sordum.
"İlkleri Âdem idi" buyurdu.
"Âdem nebi miydi?" diye sordum.
"Evet. Allah onun toprağını hazırladı. Sonra onu kendi eliyle yarattı. Ona kendi ruhundan üfürdü ve onunla alenî olarak konuştu" buyurdu.
Sonra etrafında insanlar kalabalıklaşınca Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem): "Size insanların en cimrisini haber vereyim mi?" buyurdu.
İnsanlar "Evet, yâ Rasûlallah!" dediler.
"Yanında ismim anıldığı halde bana salât okumayan" buyurdu.

( Hadis-i Şerif , Ahmed b. Hanbel, Musned, V, 178; İbn Hibbân, Zevâid, s. 52. Hadisin kısımları 3314, 3428, 3453 ve 3454 nolu hadislerde tekrarlanmıştır. (İbn Hacer Askalani Metalib’ul-Aliyye no: 3023)

Yeryüzünün hemen her tarafına Allah, muhtelif devirlerde, ayrı ayrı peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, bir kısım kimselerin zannettikleri gibi, sadece Arap Yarımadası’nda da zuhur etmemiştir. Hiçbir delile dayanmadan, bütün peygamberlerin Arap Yarımadası’nda zuhur ettiğini iddia etmek, Kur’ân’ın nasslarına aykırıdır. Aslında biz, ne Arap Yarımadası’nda zuhur eden peygamberlerin bütününü, ne de dünyanın başka yerlerinde zuhur eden peygamberleri bilmiyoruz. İster peygamberlerin sayısı 224 bin, ister 124 bin olsun, biz bunların içinde ancak, üçü şüpheli olmak kaydıyla, 28 tanesini bilebiliyoruz.

Evet, Kur’ân-ı Kerim’in bildirmesiyle, Hazreti Âdem’den Efendimiz’e (aleyhimüssalâtü vesselâm) kadar ancak 28 tanesini bildiğimizi söyleyebiliriz. Bunların da, nerelerde zuhur ettiklerini göstermek mümkün değildir. Hazreti Âdem’in türbesinin Cidde’de olduğu kanaati kavidir. Ancak bunların hiçbiri de sıhhatli değildir. Hazreti Havva ile Hazreti Âdem’in Cidde’de buluştuklarına dair rivayetler de kuvvetli değildir. Binaenaleyh, biz, daha başta, Hazreti Âdem’in nerede peygamberlik yaptığını bilmiyoruz. Birazcık Hazreti İbrahim’i bildiğimizi söyleyebiliriz. Evet, Bâbil ve Anadolu dolaylarında dolaşmış, Suriye’ye gitmiştir. Lut Peygamberin de, Sodom, Gomore ve Lut Gölü çevresinde vazife yaptığını zannediyoruz. Medyen’de bulunan Hazreti Şuayb’ı, Mısır’da neş’et eden Hazreti Musa’yı tanıdığımızı söyleyebiliriz. Hz. Yahya ve Zekeriya’nın da Akdeniz memleketlerinde bulunduklarını kabul edebiliriz. Muhtemelen Anadolu’ya da geçmiş olabilirler… Meselâ, Efes’in Hazreti İsa ve Hazreti Meryem’le alâkası, bu mevzuda fikir verebilir, ama, bunların hiçbiri müdellel ve kat’î değildir.

Bu yirmi sekiz nebinin dışındaki peygamberlerin pek çoğunun, nerede neş’et ettiğini ise hiç bilemiyoruz.
İmam-ı Rabbanî, hem delile, hem keşfe dayanarak demiş ki:

"Hindistan'da çok peygamberler gelmiştir. Fakat bazılarının ya hiç ümmeti olmamış veya sayılı birkaç kişiyle sınırlı kaldığı için iştihar etmemiş veyahut nebi ismi verilmemiş." (bk. Nursi, Mektubat, s. 386)

Kuran-ı Kerim'de Adı Geçen Kaç Peygamber Vardır? İsimleri ve kısaca açıklama

Kuran-ı Kerim'de Adı Geçen Kaç Peygamber Vardır? İsimleri ve kısaca açıklama

Kuranda adı geçen Peygamberler (Kuranda geçen Peygamberlerin isimleri) nelerdir? Kuranı Kerim de ismi gecen peygamberler kaç tanedir? İşte Kuranı Kerim de ismi gecen peygamberler hangileridir ve kaç tanedir hakkında bilgi.

Peygamber; Allah (c.c.)'in insanlara doğru yolu göstermek üzere görevlendirdiği, her türlü ahlâk güzelliğine sahip seçkin insanlardır. Peygamberler, Allah'ın kendilerine vahyettiklerini insanlara duyurur, Allah ile kullar arasında elçilik yaparlar.

İlk Peygamber Hz. Âdem'den son Peygamber Hz. Mu-hammed (sav)'e kadar pek çok peygamber gelip geçmiştir.

Gönderilen peygamberlerin sayısı konusunda Kur'an-ı Kerimde herhangi bir rakam verilmemiştir. Hadis-i şeriflerde sayılarının 124.000 olduğuna işaret edilmiş, daha farklı rivayetlerde vardır. Bizim için önemli olan: "Hz. Âdem'den Hz. Muhammed (sav)'e kadar gönderilmiş olan bütün Peygamberleri hepsine inandım, hepsinin hak ve gerçek olduklarını kamettim." Demektir.

Yüce Allah Kur'an'da: Her ümmetin (toplumun) bir peygamberi vardır." buyurarak, her topluma bir peygamber gönderildiğini haber vermektedir. Konu ile ilgili olarak Yüce Allah Kur'an'da şöyle buyurmaktadır:

"Ey Muhammed! And olsun, senden önce de birçok peygamber gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini de anlatmadık" ( Mümin suresi, ayet 78)

kuranda adı geçen peygamberler

Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen peygamberler 25 tane olup şunlardır:

1.Hz Âdem (as) :
Kur"an"da adı 25 defa geçmektedir. İlk insan, ilk peygamber, ilk örtünen, toprağı ilk işleyendir. Allah onun cesedini topraktan yaratmıştır. Daha sonra eş olsun diye Havva"yı yaratmıştır. Kendisine kitap olarak 10 sayfa verilmiştir.

2.Hz. İdris (as):
Kur"an"da adı 2 defa geçmektedir. Astronomi ve matematikle ilk uğraşan, ilk defa iğne ile dikiş diken ve elbise yaparak giyen, ölçü ve tartı aletlerini ilk defa kullanan, ilkyazı yazanın olduğu rivayet edilir. Kendisine 30 sayfalık kitap indirilmiştir.

3.Hz. Nuh (as):
Kur"an"da adı 43 defa geçmektedir. Kur"an"ın 71. suresi onun adını taşımaktadır. Kavminden kendisini çok az kişi iman etmiştir. Karısı ve çocuklarından biri de iman etmeyenler arasındadır. Nuh tufanından sonra yeni bir nesil yaratılmıştır.

4. Hz. Hud (as):
Kur"an"da adı 10 defa geçmektedir. Kur"an"ın 11. suresi onun adını taşımaktadır. Yaşadıkları yer olan İrem şehrinde, yüksek binalar inşa etme yarışına girmiş Âd kavmine gönderilmiştir. Ticaretle uğraşmıştır.

5. Hz. Salih (as):
Kur"an"da adı 8 defa geçmektedir. Dağları ve yüksek kayaları oyarak inşa ettikleri görkemli evlerle ünlü Semud kavmine gönderilmiştir. Semudlular kendilerine denemek için gönderilen Salih"in devesini öldürdüler. Ticaretle uğraşmıştır.

6.Hz. İbrahim (as):
Kur"an"da adı 69 defa geçmektedir. Kur"an"ın 14. sure onun adını taşımaktadır. Oğlu Hz. İsmail (as) ile birlikte Kâbe"yi inşa etmiştir. Çok misafirperver biriydi. Kurban kesmeyi bize o öğretmiştir. Kendisine 10 sayfalık kitap verilmiştir. Babil hükümdarı Nemrut tarafından ateşe atılmış, ateş kendisini yakmamıştır. Allah"ın dostu olarak anılır.

7.Hz. Lût (as):
Kur"an"da adı 27 defa geçmektedir. Hz. İbrahim"e (as) iman eden ilk kişidir, onunla birlikte hicret edenlerdendir.

8.Hz. İsmail (as):
Kur"an"da adı 12 defa geçmektedir. Çobanlık yapmıştır. Babası Hz. İbrahim (as) ile birlikte Kâbe"yi inşa etmiştir. Hacla ilgili pek çok merasim ve kurban kesme konularında Hz. İbrahim (as) ile birlikte Müslümanlara örnek olmuştur. Hz. Muhammed (as) onun soyundan gelmektedir.

9.Hz. İshak (as):
Kur"an"da adı 15 defa geçmektedir. Hz. İbrahim"in (as) oğludur. İsrailoğullarına gönderilen, Kur"an"da adı geçen bütün peygamberlerin atasıdır.

10.Hz. Yakup (as):

Kur"an"da adı 16 defa geçmektedir. Hz. İbrahim"in (as) torunudur. Evlat acısı ile evlat ihaneti ile imtihan edilmiştir. Oğlu Hz. Yusuf"un (as) acısı dolayısıyla gözleri kapanmış, sonra ona kavuşmasıyla yeniden açılmıştır. Mısır"a gitmeden önce Filistin civarında peygamberlik yapmıştır.

11.Hz. Yusuf (as):
Kur"an"da adı 27 defa geçmektedir. Kur"an"ın 12. suresi onun adını taşımaktadır. Yakub"un 12 oğlundan en çok sevdiği oğludur. Kardeşleri kendisini kıskanmışlar, kuyuya atmışlardır. Kendisine rüyaları yorumlama yeteneği verilmiştir. Bu bilgi ve yeteneği sayesinde Mısır"a yönetici olmuştur. Kur"an"da toplu olarak bir sürede, baştan sona anlatılan tek kıssa onunkidir. Bu kıssa Kur"an"da “kıssaların güzeli” olarak nitelenmiştir.

12.Hz. Şuayb (as):
Kur"an"da 11 defa geçmektedir. Hitabet yeteneğinden ötürü “Peygamberlerin Hatibi” olarak anılmıştır. Ölçü ve tartıda hile yapan Meyden ve Eyke halkına gönderilmiştir. Kızlarından biriyle Hz. Musa evlenmiştir.

13.Hz. Musa (as):
Kur"an"da adı 136 defa geçmektedir. Kur"an"da kendisinden ve mücadelesinden en çok bahsedilen peygamberdir. Hz. Şuayb"ın (as) damadıdır. İsrailoğulların"a peygamber olarak gönderilmiştir. İsrailoğulları onun önderliğinde Mısır"dan çıkmışlardır. Kendisine Tevrat verilmiştir.

14.Hz. Harun (as):
Kur"an"da adı 20 defa geçmektedir. Hz. Musa"nın (as) kardeşidir. Onun yardımcısı olarak görevlendirilmiştir. Hz. Musa Medyen"den Mısır"a dönünce Harun"a Allah"ın buyruklarını iletmiş, o da bunları kabul ederek Musa"ya yardımcı olmuştur. Güzel konuşması ve hitabet yeteneği, en güçlü özelliğidir.

15.Hz. Davud (as):
Kur"an"da adı 16 defa geçmektedir. Sesi o kadar güzeldi ki sesine dağlar ve kuşlar eşlik ederdi. Önceleri Tâlût"un ordusunda bir asker olarak savaşmış, daha sonra Allah"ın kendisine verdiği peygamberlik ve hükümdarlıkla birlikte İsrailoğullarına kral olmuştur. Demirciydi. Kendisine Zebur verilmiştir.

16.Hz. Süleyman (as):
Kur"an"da adı 17 defa geçmektedir. Babası Hz. Davud"dur (as). Babasının ölümünden sonra onu yerine hükümdar olmuştur. Bütün canlılarla konuşabilme yeteneğine sahipti. Emrinde bütün canlıları çalıştırabilirdi.

17.Hz. Eyyub (as):
Kur"an"da adı 4 defa geçmektedir. Çok ağır bir hastalık geçirmiş, sabrıyla sembol olmuştur.

18.Hz. Zülkifl (as):
Kur"an"da adı 2 defa geçmektedir. Hz. Eyyub"un (as) oğludur. Sabreden, Allah"ın rahmetine ulaşan ve Salihlerden olduğu bildirilen peygamberlerdendir.

19.Hz. Yunus (as):
Kur"an"da adı 4 defa geçmektedir. Kur"an"ın 10. suresi onun adını taşımaktadır. Asur devletinin başkenti olan Ninova halkına peygamber olarak görevlendirilmiştir.

20.Hz. İlyas (as):
Kur"an"da adı 3 defa geçmektedir. İsrailoğullarından Ba"l adlı bir puta tapan topluma peygamber olarak gönderilmiştir.

21.Hz. Elyesa (as):
Kur"an"da adı 2 defa geçmektedir. Hz. İlyas"a (as) yardımcı olarak gönderilmiştir

22.Hz. Zekeriyya (as):
Kur"an"da adı 7 defa geçmektedir. Hazreti Süleyman (as) soyundandır. Kudüs"te Hz. Meryem"in himayesini üstlenmiş, ona koruyuculuk yapmıştır. İsrailoğulları tarafından şehit edilmiştir.

23.Hz. Yahya (as):
Kur"an"da adı 5 defa geçmektedir. Hz. Zekeriyya"nın (as) oğludur. Adı daha önce hiç kullanılmamış bir isimdir ve Allah tarafından konulmuştur. Hazreti İsa"nın (as) müjdecisidir.

24. Hz. İsa (as):
Kur"an"da adı 25 defa geçmektedir. Babasız olarak doğmuştur. Daha beşikteyken konuşmuştur. Ölüleri diriltmiş, hastaları ve körleri iyileştirmiştir. Onun doğduğu sene miladi takvimin başlangıcı kabul edilir. Kendisine İncil verilmiştir.

Hz. Muhammed (as):
Kur"an"da adı 4 defa geçmektedir. Kur"an"ın 47. suresi onun adını taşımaktadır. Son peygamberdir. Bütün insanlığa gönderilmiştir. Kendisine Kur"ankerim verilmiştir.

Kur'an-ı Kerîm'de Zülkarneyn, Lokman ve Üzeyr isimleri de yer al­makla beraber bunların peygamber olup olmadıkları ihtilaflıdır.

Biz, Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen peygamberlere isimleriyle birlikte, ismleri geçmeyenlere de topluca iman ederiz. Allah Teala'nın gönderdiği Peygamberlerin bir kısmına inanıp bir kısmını inkar ederek aralarında bir ayrım yapmayız. Tam aksine tümüne iman ederiz. Zaten Peygamberlerden tek bir tanesini inkar etmek tümünü inkar etmek gibidir.

لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّن رُّسُلِهِ

lâ nuferriku beyne ehadin min rusulih.

"Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz."

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Fe men ya’mel miskâle zerratin hayran yerah. Ve men ya’mel miskâle zerratin şerran yerah

Meali :

Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir.

(Sadakallahul Aziym ZİLZAL Suresi 7 ve 8. aye)

Yani öyle olunca eger Allah, bu iyi, bu kötü diye bildirmeseydi, bizler neyin ne kadar iyi, ne kadar kötü oldugunu bilemezdik. ve öyle olunca, Allah dinler göndermiş ki insanlara ne iyi ne kötü bildirmek için, ve o dinide anlatip ögretecek, teblig edecek peygamberler göndermiş, ve bir okulda ögretmen imtihan edebilmek için, önce bir konuyu dersi ögretir, sonra imtihan eder degilmi? ögrenciye ögretmedigini sormak ne kadar abes iş ise, işde Allah da ögretmedigi, bildirmedigi hususlarda insalarada ceza veya mükafat vermeyecek oldugu için, ve buyuruyor ki

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

مَّنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولاً

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsihî, ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziratun vizra uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ

Meali :

Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz.

(Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 15. ayet)

Yani Allah’ın peygamber göndermedikten sonra, bir cemaati hesaba çekmesi ve azap etmesi, O’nun rahmetinin şümulüne yakişmaz. Zira O: “Kim zerre kadar hayır yaparsa onu görecek, kim de zerre kadar şer yaparsa onu görecektir.” fermanıyla, hayrın, şerrin karşılıksız bırakılmayacağını ifade etmektedir. Oysaki, kendilerine peygamber gönderilmemiş kimseler, hayrı-şerri bilmediklerine göre, azap olacakları da söylenemez. Binaenaleyh Allah (celle celâluhu), hayrın-şerrin hesabını soracağına göre, demek ki, herkese peygamber gönderilmiştir. Herkese peygamber gönderen Allah, bu hükmü:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَإِن مِّنْ أُمَّةٍ إِلَّا خلَا فِيهَا نَذِيرٌ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnnâ erselnâke bil hakkı beşîran ve nezîrâ(nezîran), ve in min ummetin illâ halâ fîhâ nezîr.

Meali :

Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı (Peygamber) gelip geçmiş olmasın.

(Sadakallahul Aziym FATIR Suresi 24. ayet)

şeklinde ifade etmiştir.

Gecen hafta dedikki

Bir rivayete göre 124 000 Peygamber geldi gecdi, bir rivayete göre, 224 bin peygamber geldi gecdi deniliyor.
o zaman kisaca ortalama, dünyanin en az ömrünü hesap edersek, eski peygamberlerin çok ömür yaşadigini biliyoruz ve fakat, ortalam bir ömürü örnek alirsak, ve her peygamber 120 sene ömür yaşadi yaparsak, bu azlari coklarla birleştirip, coklarida azlarla birleştirip, ortalama 120 sene dersek, 120x124000=14 Milyon 880 bin sene eder. ve mesela isa ile peygamberimizin arasında peygamber gelmeyen, eski peygamberin hükmünün sürüldügü birde 571 sene var, ve bunuda ortalam yaparsak, ve en az arada olan zamanlari 800 sene diye hesap edersek, yine bunuda 800x124 000=99 200 000 sene eder ve yukardaki ile toplayinca 14 880 000 + 99 200 000 = 100 688 000 sene eder
ve bu insanoglu yaratilipda dünyaya indirildiginden sonraki gecen zaman dilimi, ve ondan önce ise, bir o kadarda dinazorlar vakti olsa, bir o kadardarda cinler vakti varsa, bir o kadarda şeytanin şeytan olmadan burda gecirdigi zamani ele alirsak, yani toplam olarak buda = bir insanlar zamani, birde hayvanlar zamani, bir de bitkiler zamani, birde maddeler zamani, birde cinler zamani (Gaz halindeyken yani) birde şeytanlar zamani yani (ateş topu iken gecen zaman) olarak toplam bunu 6 ile carparsak, ortlama olarak toplam
100 688 000 x 6 = 604 128 000 yani kelime olarak 604 milyon 128 bin sene eder. ve kurandaki Allah isminin ebced degeri 66 dir, ve insan 666 dir, kuran bir büyük ebced 6 666 ayet ve muhammed, yani güneş bir üst 66 666, ve ondan bir üst kainattaki güneşimizin bagli odugu galaksi 666 666 666, ve onun üstü, onun üstü derken, bu dünyanin en büyük galaksi icindeki bir deviri ömrü demek olur, yani bir deviri bir ömrü, onuda yaptigimiz hesap ile ortalama" 604 128 000" bulduk, ve bilim adamlari diyorki, 8 milyar yaşinda diyorlar, hayir bu altin oran ile hesap edilirse, ve 66 katli hali ile katlarsak, o zaman dünyamizin kainatin toplam seyri olan yörüngesinde bir defa tur atmasi onun bir ömrü demek, ve kainatin ömrü demek olur, da o da o kainat peki neye bagli ve neyin etrafinda dönüyor, birde o var, ve bu ise bu hesabimiz ile 6 milyar 666 milyon 666 bin 666 sene eder, ve fakat baslangic 66 oldugu için, Allah isminin ebcedi 66 oldugu için, o zaman en son haddeside, Allahu alem, 6 milyar degilde 66 milyar 666 milyon 666 bin 666,6666666.................etmeli ve yine kuranda diyorki, Allah kainati 6 günde yaratti, ilk ebced allah isminin ebcedi olan 66 danda az olan sadece 6 oldugu ele alinirsa, en kücük yada az elekrronlu elementin elektronunun cekirdek etrfinda dönüşü, 6 birim demek olur, ve bu en dişdaki yada en icdeki dönen elektronun dönüşü ise, işde kainatimizin ömrü ile eş degerde olcagini tahmini olarak hesap edebiliriz, ve öyle olunca kainatin devrini tamam etmesi, işde bir tur atmasi ise, 66 milyar 666 milyon 666 bin 666,6666666........ demişdik, yani yine dünyanin 365 gün 6 satte güneşin etrafini döndügünü ele alirsak yine
Uluslararası Gökbilim Birliği'nin (IAU), 1919 yılından bu yana kabul ettiği Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni, Güneş'e yakınlık sıralarına göre şunlardır:

1. ☿ Merkür
2. ♀ Venus
3. ⊕ Dünya
4. ♂ Mars
5. ♃ Jupiter
6. ♄ Satürn
7. ♅ Uranüs
8. ♆ Neptün

yani güneş ateş topu ve ateş canlilarinin oldugu yer, orda canli yaşarmi, Eğer canli yaşamasa ateş olmaz zaten, ne var orda, gecen dedik hidrojen ve helyum, yani ateş canlilari, cinler, ve ondan bir üst demir, merkür, ve merkür yani ateşden bir üst canlilar, yani şeytanlar sisteminin elektronu, bir üst venüs, ve melekler, ondan bir üst ise dünya ve insanlar hem melek hemde insan olabilen terakki edebilen canlilar, peki insandan üst ne var, insan ucamaz, amma kuşlar ve gazlar ucabilir, yani oksijen ucabilir ve şeffaf ici gözükür, yine su bir alt ve şeffaf ici gözükür, huri ve gilmanlar....... onlardan bir üst varliklar kim? onlar esas melekler , onlar ne? nurdan yartiklar, yani Işık hüzmeleri, nurdan yaratiklar (yani gözümüzün mavi nuru, mavi renk, kirmizi nuru, kirmizi renk, sariyi sari renk diye, renkleri görmemizi, yani nurlari, işigin yedi beyzasini görmemizi saglayan canlilar. ve onlar ise 3gen prizma ile ancak güneşin bir işigi, yediye bölününce ortaya cikan canlilar halbuki, yani renkler ve melekeler, yani güneşin parcalari, ondan bir üst ziya, yani alfa Işıması yapanlar, yani güneşler, yani 1 alfayi yediye bölünce, yedi renk ortaya cikiyor, ve bu bölündükce, bölündükce, milyonlarca, milyarlarca, gözümüzün gördügü, ve görmedigi renkler ve melekler, nurdan canlilar, kaynaklari ise güneş ve alfa. peki alfa neyin parcasi, güneş neden halk oldu? helyum ve hidrojen, hidrojenin keindisini iki parcaya bölmesine helyum diyoruz, ve helyumun ise, yediye bölüncegi yere kadar uzaklaşmasina, Diya veya ziya veya Dziya diyoruz yanmi 1 ALFA diyoruz.


sene 365gün 6saat, ve saat 60 dakika, dakika 60 saniye, yine saniye 60 salise dir, yani bu saat ve dakikanin altili birim olcagini bunlara kim vahyetti ögretti?
yine hafta alti gün, yedinci gün tatil, yani pazar başlar hafta, ve cuma hafta sonu, ve cumartersi tatil, etti 6 gün, ve yine 1 gün 24 saat, ve altinin katlari halinde, yani 4x6=24 eder, Eğer 6 bir birim ise, o zaman dünya kendi etrafinda o birimin 4 kati zamanda dönüyor demek olur. ve yine insanda kafada iki kulak, iki göz, ve bir agiz, birde burun, etti yine 6
ve yine su muslukda, nerden akiyor, en alt kisim, yada, en son kismidan akip iniyor, degilmi ve öyle olunca, insan yine iki kol, iki ayak ve baş üst kisim, ve kic veya ferc uzvu alt kisim, ve eti yine 6. ve insan tohumu en aşagi indirlipde öyle doguyor, onu aşagilarin aşagisina indirdik ayeti, insanin dibi ayaklari degil, oturunca ferc uzvunun oldugu yeri dibidir. yani en alt noktasidir, yani öyle olunca, yine insan olcak tohum en aşagi inipde dogmak zorunda .

Yine insan kainatin Haritası ise, yine kainatin alti ciheti vardır, sağı, yani yemanisi, solu şimali, ve sağ el, sol el gibi, ve önü, ve arkasi, etti dört, ve sonra alti ve üstü, ve etti alti cihet, alti ana cihet ve alti birim yine.

Ve küp alti kutuplu, kabe alti kutupluyani Küp halinde, nereden dönersen dön, kabeye dönebilirsin, kible alti kutuplu, demişdik ve Kabe yeryüzünün ve kainatin cekirdegi hükmünden ve atomlarda elektronlar nasil cekirdegin etrafinda dönüyorsa, bizlerde ana cekirdek etrafinda, temsilen, ona döner, ve hac edip onun etrafini döneriz.

dedikki sesli vaazda Kabe için Kuran diyorki :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِّلْعَالَمِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnne evvele beytin vudia lin nâsi lellezî bi bekkete mubâreken ve huden lil âlemîn

Meali :

Şüphesiz, insanlar için yapılan ilk evi Mekke’de, Alemlere Rahmet olan Allahın hidayet etmesi yani öğretmesi sonucu yapilan Kâ’be’dir, yani Küp şeklinde olan evdir .

(Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN Suresi 96. ayet)
ve dedikki senin kaben, senin evin, benim kabem benim evim, ismailin kabesi ismailin evi, Ademin kabesi Ademin evi idi, Niye öyle olsun derseniz : ve insan işe gider, aşa gider, ava gider, pazara gider, okula gider, döner yine evine gelir, ve yani kabe etrafinda dönüllen demekdir, ve insanin evi, etrafinda dönülen demekdir. insan döner dolaşir evine geri gelir, yastigina koyar başini. Adem kendisini, sogukdan, kardan, vahşi hayvanlardan koruyacak, başini sokacak eve, kendi muhtacken, niye Allaha ibadet edilcek cami yapsin, senin evin yokken önce kendine bir ev mi? yoksa sen önce camimi yaparsin? Ademe ögretildiki evi nasil yapmasi gerketigi, ve ilk ev Ademin evi, oda onun gerdek evi, yada ilk başini sokacagi yuvasi, yoksa beytullah kelimesi sonradan türetilmişdir, ve cami ise mesciddir, mescid ise secde edilen yer demek, ve mescid icinde peygamberimiz buyurduki

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Benden evvel hiçbir kimseye verilmedik beş (şey hep birden) bana verilmiştir: Her Peygamber özellikle kendi kavmine gönderilirken ben kırmızı siyah bütün insanlara gönderildim.

Ganimetler bana helal edildi, halbuki benden evvel kimseye helal edilmemiştir.

Yer (yüzü) bana temiz, temizlik sebebi ve mescit kılındı. Onun için kim olursa olsun namaz vakti gelip çatmış ise bulunduğu yerde namazı kılıversin.

Önümdeki bir aylık yola kadar (düşmanlarımın kalbine) korku (salmam) için bana yardım edildi ve bana şefaat (etme hakkı) verildi."

( Hadis-i Şerif , Müslim 810)

[Image: kabe-hakkinda-1.jpg]

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَإِذْ يَرْفَعُ إِبْرَاهِيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَإِسْمَاعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve iz yerfeu ibrâhîmul kavâide minel beyti veismâîl(ismâîlu) rabbenâ tekabbel minnâ inneke entes semîul alîm

Meali :


ibrahim ismail ile ismailin Evini yapıp bitirince, evin damına çıkdı, Bunuda (ismailide Hanifliğe yani peygamberliğe, yerin ve semaların bekçiliğine) benden kabul et, ey herşeyi bilen ve duyan.

(Sadakallahul Aziym BAKARA-127 ayet)


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

İnnî veccehtu vechiye lillezî fataras semâvâti vel arda hanîfen ve mâ ene minel muşrikîn.

Meali :

Ben yönümü yerlerin ve göklerin bekçisine döndüm, Ben (Nemrut Gibi) Sana ortaklık koşanlardan da değilim.

(Sadakallahul Aziym EN'ÂM Suresi 79. ayet)

[Image: Doguya-yada-batiya-donmeniz-marifet-degildir.jpg]

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلآئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّآئِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُواْ وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاء والضَّرَّاء وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Leysel birre en tuvellû vucûhekum kıbelel maşrıkı vel magrıbi ve lâkinnel birre men âmene billâhi vel yevmil âhırı vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîn(nebiyyîne), ve âtel mâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîne vebnes sebîli, ves sâilîne ve fîr rıkâb(rıkâbi), ve ekâmes salâte ve âtez zekât(zekâte), vel mûfûne bi ahdihim izâ âhed(âhedû), ves sâbirîne fîl be’sâi ved darrâi ve hînel be’si ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn

Meali :

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

(Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 177. ayet)

yani iyilk neymiş? sadece abdest alip, kibleye dönüp namaz kilmak degilmiş, hele hele Afrine gidip, kurban derisi paralari ile, sadakalar ile toplanan paralarla alinan ucaklarla, mermilerle Afrinde ESADA savaş acmak degilmiş, nede orda, hani fazla gelen mermilerimiz var, artik koyacak yer bulamadik, gayri gidip biraz afrinde sacalim dedikya, yani afrinde, fakirin fukaranin hakki olan mermileri sacmakda kahramnlik degil, siz anlayin. yani Gelin arabasi gibi, kaporta cok süslü, amma icinde yatan hedef cok sufli, insan öldürmek, her ne sebebden olursa olsun öldürmek kahrmanlik degildir, hele birde vatanini savunun Esad gibi birine ve onun yardimcilarina karşi yapilyorsa, ha bu Atatürk vatanimizi düşmandan kurtarirken, ona karşi yapilan saldiri, ha Esad vatanini savunurken, ona karşi yapilan saldiri, seninki vatanda, onunki tatanmi, müslümanlar beş vakit ayni yöne döndüklerini zannediyorlar, arabı, şarabi, türkü, iranlisi, afganlisi, hindistanlisi ayni kibleye döynüyorda, hani nerde ayni yöne döndünüz, daha Tramp Kudus israilin dediginde Hayir bizim hepimizin diyecek kadarbile bir araya gelip tek cizgide tek yönde konuşcak kadar bile, ayni yöne dönemedik. o dedi başka, beriki dedi başka başka, yarin Kabe bizim olcak derse yapacak bişey yok, tamam abey diyecegiz, niye mi? silah onda, güc onda, ucak onda, tank onda, top onda, bugün 1400 sene önce muhammedin savaşi gibi mertlik savaşi yok, silah kimdeyse, galip o, hani bizim ürettigimiz bir füzemi var, bir tane radyo üretemiyoruzdur, varsa bile baksan hepsi taklitten ibaret, birak füze yapmayi silah yapmayi bir ev aleti bile yapamadik daha, ee bununlami savaşcaz, kabemizi geri alacagiz, ancak kara kuvet, yani gara gücünen derlerya ancak o var bize, kara kuvetle saldiran japonlari, hiroşamada, kahpece savaşan, amerika ne yapti biliyoruz, diri diri yakdi hepsini, colugunu cocugunu, şimdi sanami aciyacak, yani bizim müslüman namaz kiliyormuş, müslümanmiş şehit olup cennete gitcekmiş, l a n ahmak, sen bu cennet gibi vatan, ve dünyaya sahip cik, onu koru gelecekde bir cennet varmi, yokmu belli degil, bir haberde yok, önce sen, bu vatani ve cennet vatana sahip cik, onun icinde, caliş cabala birşeyler icad et. mermilerimizmi fazla geldi askerimizmi fazla geldide, oraya Afrina gönderdik, afrin bizim neyimiz oluyor, Allah aşkina birisi söylesin, afrin bizim neyimiz oluyor, orda ölen şehit olcakmiş, şehit ancak vatanini savunurken ölene denir, namusunu savunurken ölene denir, ekmeginin savaşini verirken ölene denir, hac yolunda ölene, yada ailesine giderken yolda kaza yapip ölen, yada caresi bulunmamiş hastalikdan ölene denir. bu afrinde ölen ne şehidi olcak , sen elin vatanina savaş ac, birde şehitlik bekle, yok öyle yagma, ancak boh yoluna giden niyaziler olur onlar, ne şehidi olcak, senin sinrilarindami afrin, geri zekali, boh işinmi var orada, cocugunuzdan bezginliginizmi var, ey anne babalar, fazla geldiyse cocugu olmayanlara hibe edeydiniz, yetişmiş delikanli, ne mecburati var, o gariplerin, T. sahte şişirme kahraman olcak diye can vermesine eeee

veyl olsun o namaz kiilanlara emi, daha kibleye niye dönülür anlamayan, cuma niye kilinir anlamayan, camiye niye gidilir bilmeyen, işin zahirine bakip, ic yüzünü cözemeyen, daha cuma iki rekat mi on rekatmi, ic ezan, diş ezan bunlarla meşgul olur. camide toplanasin diye cagrildin, toplandinda ne poh yedin, onu endir, bunu bindir, veya boynu egik iyi müslüman oldu, bu mu iyilik, Allah bak ayette diyor iyilik bunlar degilmiş, hele savaş acmak hic hic iyilik olamaz, kahramanlikda olamaz, şehitlik sebebide olamaz, terörislteri degil, Esadin askerini öldrüyorlar orda, yani suriyenin Atatürkünün askerini öldürmüş oluyor, ne ÖSO toso pkk gpg lpg hepsi yalan, fasa fiso hikayeler, hepsi ayni esada karşi savaşan ip neler ile ,o ipnelere yardım eden T. ve karşilarindakilerde suryeyi savunaun esad askerleri.

Salih amellerimizin Mahşer günü elimizden tutması Allah’ın rahmetindendir.
Peygamber Efendimiz (asm) uzunca bir hadiste bir mahşer kesitini şöyle sunuyor:

“Ben geçen gece rüya-yı sâdıkada neler neler gördüm.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, azap melekleri etrafını sarmıştı. O anda almış olduğu abdest geldi ve onu kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, kendisi için kabir azabı hazırlanmıştı. Namazı geldi ve onu kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, şeytanlar etrafını kuşatmıştı. Yaptığı zikirler geldi ve onu kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, susuzluktan dili dışarıya sarkmış, soluyordu. Tuttuğu Ramazan orucu geldi ve ona su ikrâm etti.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, önü karanlık, arkası karanlık, sağı karanlık, solu karanlık, üstü karanlık, altı karanlıktı. Yaptığı hac ve umresi geldi ve onu bu karanlıklardan çıkardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, ölüm meleği ruhunu almak için gelmişti. Anne ve babasına yaptığı iyilikler geldi, meleğin o anda ruhunu almasına mani oldu.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, mü’minlerle konuştuğu halde, onlar kendisiyle konuşmuyorlardı. Akrabalarıyla olan iyi ilişkileri geldi ve onlara hitâben, ‘Bu akrabalarına iyilik ederdi’ dedi. Bunun üzerine onlar da o zâtla konuştular. O da onlara karıştı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, peygamberler halka halka olmuşlardı. Hangi halkanın yanına varsa kovuluyordu. O anda cünüplükten gusletmesi geldi, ellerinden tutarak onları yanıma oturttu.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennemin hararetini elleriyle yüzünden uzaklaştırmaya çalışıyordu. O anda verdiği sadakalar geldi, üzerine gölge, yüzüne karşı perde oldu.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, azap zebânîleri yanına gelmişti. O anda iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırması geldi. Ve onu bu halden kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennem uçurumundan düşmüştü. Dünyada iken Allah korkusundan döktüğü gözyaşları geldi ve onu ateşten kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, amel defteri sol tarafından verilmişti. Allah korkusu geldi ve amel defterini alıp sağ eline verdi.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, terazisinin iyilik kefesi hafif gelmişti. Küçük yaşta ölen çocukları geldi ve terâzisini ağırlaştırdı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cehennemin tam kıyısında bekliyordu. Allah korkusundan kalbinin ürpermesi geldi, onu bu halden kurtardı.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, korkudan yaş hurma dalının sallanması gibi titriyordu. Allah’a olan hüsn-ü zannı geldi ve titremesini dindirdi.

“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Sırat Köprüsünde sürünerek ve emekleyerek yol almaya çalışıyordu. Bana getirdiği salâvatlar geldi, elinden tutarak ayağa kaldırdı. Böylece Sıratı geçti.


“Ümmetimden bir adam gördüm ki, Cennet kapılarına kadar geldi, fakat kapılar yüzüne kapandı. Getirdiği Kelime-i Şehâdetler geldi, elinden tutarak Cennete girdirdi.”

( Hadis-i Şerif , Câmiü’s-Sağîr)

Burada anlatilan mesela Abdestin gelip, o adami kurtarmasi demek ne demekdir?

Abdestini güzelce aldin, ihlas ile aldin, o bir can oldu, bir yerdeki cocuk oldu insan oldu. nasil cocuk olur o abdest demeyin. Abdest aldin, su akdi gitti, ve sonra topraga biryerlere karişdi, sonra toprakdan süzüldü, belki nehire, denize karişdi, sonra ordanda buhar oldu damitildi, yagmur bulutu oldu, ve rüzgar o bulutu ankaradan aldi,mesela viyanaya sürdü götürdü, ve viyanada yagdi, ordaki müslüman Doktor Mehmet amcanin bahcesinde ki erik dalina su oldu, o su erik dalinin damarlarindan yükseldi, erik oldu, erigin suyu şerbeti oldu, ve mehmet amca ve cocuklari yedi, artik o abdest suyu, en son can olmuş oldu, ve senin de yada senin dedenin haliydi o, dedenden sonra torunu dogdu, ve dedesinin ürünü ve dedesinin torununun başina bir hal gedli, zor bir hal, belki hasta oldu, ve o erik dalinin sahibi mehmet amcada, dokdtor olsun, ve işde o erikden yedi, ve dedenin torununa mehmet amca olarak o abdest fayda verip kurtaracak, tamda hastalikdan eza cefa cekip cehenmemi tadacakken, o mehmet dokdur, bir ilac yazdi, onu kurtardi, bak işde o aldigin güzel abdes geldi, seni kurtardimi? kurtardi, senin yeni versiyonunu kurtardi, işde bu bir mecaz hadisdir, yoksa abdes nasil gelip kurtarir sirat neresi, haşr neresi, işde dedik, haşr da görülür oldu, cennette, cehhenemde bu dünyada her an kurulup yaşanir oldu.

Rabbim, Askerlerimin amellerini, salih ammeller listesine ilhak edip, katsinda, onlarin zor anlarinda, onalara yetişen, kabul olmuş amelleri, halini alsinlar inşallah.


--oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve

etûbu ileyk.

--OoO--


Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 02 Şubat 2018 Cuma

Original Kar © glan

---------------------

Etiketler : Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun ,(Kar©glanin 02 Şubat 2017 Vaazi),zikir ehline neyi soracagiz,tebliğ edicilerin sayıs kaçtır,Gönderilen peygamberlerin sayısı kaçtır,kaç Rasul vardır,kaç Nebi vardır,kaç Peygamber vardır,dünyanin ömrü ne kadardir,kainatimizin ömrü ne kadardir,Evrenin yaşı ne kadar,Evrenin yaşını nasıl hesap edebiliriz,Kıyamet ne zaman kopcak,Ahirzamandamiyiz,ahir zman,son zman,kainatin son vakti,Mehdi vakit,sondan bir öncesi,Din,islam,islamic,islamic predigt,religiöse predigt,dini vaaz,dini sohbet,tasavvuf,tasavvvufi sohbet,karoglan,karoglan hoca,karoglan hoca sohbetleri,ahirzman sohbetleri,mehdi,mehdi sohbetleri,mhd,kainatin son kullanma tarihi,bolluk bereket vakti,Hz. Muhammed,,Hz _Adem,hz ibrahim,Rasit,Rasit Tunca,efsane1turk,efsaneboard,efsane1türk,forceturk,hakkalyakin,aynel-yakin,Başağaçlı Raşit Tunca,Başağaçlı ,Raşit, Tunca,Başağaçlı Raşit, Tunca,vaaz dinle,sohbet dinle,dini sohbet dinle,hutbe,hutbe oku,hutbe dinle,cuma vaazi,vaiz,Vaiz Raşit,Prediger Raşit, Prista Raşit,Prediger Karoglan, Prista Karoglan,Afrin,savaş, cihad,şehit,şehid,








Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)