Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Zamanin Ruhu Nedir? Ve Bu Zamanin Ruhu Kimdir? (Kar©glanin 5 Mart 2016 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Zamanin Ruhu Nedir? Ve Bu Zamanin Ruhu Kimdir?


(Kar©glanin 5 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الرُّوحِ قُلِ الرُّوحُ مِنْ أَمْرِ رَبِّي وَمَا أُوتِيتُم مِّن الْعِلْمِ إِلاَّ قَلِيلاً


Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 85. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve yes’elûneke anir rûhı, kulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ilmi illâ kalîlâ


Meali :

Sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir.Bu konuda size pek az bilgi verilmiştir.”

Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 85. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem

Yahudilerden bir gruba uğradı. Onlardan bazısı: "Muhammed'e ruh hakkında sorun" dedi; bazısı da: "Sakın sormayın, hoşunuza gitmeyecek şeyler işitirsiniz" diye aralarında konuştular. Sonunda kalkıp: "Ey Ebu'l-Kasım bize ruh'tan anlat, (ruh nedir?)" dediler. Resulullah (sav) bir müddet sessiz durdu. Ben anladım ki kendisine vahiy inmektedir. Sonra okudu: "Sana ruhtan sorarlar; de ki, ruh Allah'ın emrinden ibarettir. Size onun hakkında az bir ilim verilmiştir" (İsra, 85). Bir rivayette: "Onun hakkında az bir ilim verilmiştir" denmektedir. A'meş: "Bizim kıraatımızda böyledir" demiştir.


Rivayet Eden:
İbnu Mes'ud

Geçtiği Kaynaklar: Buhari, İlm 47, Tefsir, Benu İsrail 13, İ'tisam 3, Tevhid 28, 29; Müslim, Münafikun 32, (2794) Tirmizi, Tefsir (3140)

îbn-i Abbâs'dan ruh soruldu. Dedi ki:

Ruh, Rabbimin ermindendir. Siz bu meseleye kavuşamazsınız. Onun için âyet-i kerimenin üzerine bir şey ilâve etmeyiniz. Ancak Allah'ın dediği, peygamberin bildirdiği gibi deyin: «Size ancak az bilgi verilmiştir.»

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

اللَّهُ يَتَوَفَّى الْأَنفُسَ حِينَ مَوْتِهَا وَالَّتِي لَمْ تَمُتْ فِي مَنَامِهَا فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَى عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَى إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhâl mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn.

Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 42. ayet

Meali :

Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.

Sadakallahul Aziym ZUMER Suresi 42. ayet

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Hadis-i Şeriflerde Ruh:


“Ruhlar toplu cemaatlerdir. Onlardan birbiriyle tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar da ayrılırlar.”

(Buhârî, Enbiyâ, 1; Müslim, Birr 159)

“Şüphesiz sizden birinizin oluşumu, annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada o kadar bir müddette (yani kırk günde) aleka (yapışkan madde) haline gelir. Sonra, o kadar bir zamanda mudğa (bir parça et) olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir. Meleğe; ‘amelini, ecelini, rızkını, şakî ve saîd olacağını’ yazması şeklinde dört kelime emrolunur. Sonra da ona ruh üfürülür.”

(Buhârî, Enbiyâ 1, Kader 1, Tevhîd 28; Müslim, Kader 1; Ebû Dâvud Sünnet 16; Tirmizî, Kader 4; İbn Mâce, Mukaddime 10; Ahmed bin Hanbel, I/382)

“Mü’minin ruhu çıktığı zaman, onu iki melek karşılar, yukarıya çıkarırlar. Gök ehli; ‘Yer tarafından güzel bir ruh geldi. Allah sana ve yaşattığın cesede salât (duâ) etsin’ derler. Peşinden onu Rabbine götürürler. Sonra, ‘bunu sınırın ötesine (sidretü’l müntehâ’ya) kadar götürün’ diye buyurulur. Kâfirin ruhu çıktığı zaman gök ehli; ‘Yer tarafından pis bir ruh geldi’ derler ve ‘bunu sınırın sonuna (Cehennem’e) kadar götürün’ diye söylenir.”

(Müslim, Cennet 75, hadis no: 2872, 4/2202)

“Biriniz öldüğü zaman sabah akşam ona oturacağı yer gösterilir. Eğer cennet halkından ise cennet halkındandır (orası cennettir); eğer cehennem halkından ise cehennem halkındandır (o makamı cehennemdir). Ona: ‘İşte Allah seni kıyâmet günü tekrar diriltinceye kadar oturacağın yer burasıdır’ denilir.”

(Tirmizî, Cenâiz 70)


Bedir savaşında Kureyş ölüleri, bir kuyuya dolduruldu. Allah’ın Rasûlü, kuyunun içindeki ölülere hitap ederek: “Ey falan oğlu falan ve ey filân oğlu filân, Allah ve Rasûlü’nün size vaad ettiklerini gerçek buldunuz mu? Ben, Allah’ın bana vaad ettiğini gerçekleşmiş buldum” dedi. Hz. Ömer: ‘Ey Allah’ın Rasûlü, ruhsuz cesetlere nasıl hitap ediyorsun?’ diye sordu. Rasûlullah: “Benim söylediklerimi, siz onlardan daha iyi duyamazsınız. Fakat onlar cevap veremezler” buyurdu.

(Müslim, Cennet 76-77; Buhârî, Cenâiz Bâbu Mâ câe fî azâbi’l-kabr)

“Kişi kabre konulup arkadaşları yanından ayrıldıklarında, onların ayak seslerini duyar. İki melek gelip onu oturtur, ‘bu adam, yani Muhammed (s.a.s.) hakkında ne diyorsun?’ derler. Mü’min: ‘Ben onun, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim’ der. Ona: ‘Cehennemdeki yerine bak, Allah onu cennete çevirdi’ denilir. O kimse her iki makamı da görür. Münâfık ve kâfir ise bu soru karşısında: ‘Bilmiyorum, insanların onun hakkında söylediklerini söylüyorum’ der. Ona: ‘Sen anlamadın ve okumadın (ne kendin gerçeği anladın, ne de bilginlerden sorup öğrendin)’ denilir. Ve demirden coplarla ona vurulur. Adam öyle bağırır ki, cinlerden ve insanlardan başka herkes onun sesini işitir.”

(Buhârî, Cenâiz Bâbu Mâ câe fî azâbi’l-kabr; Ahmed bin Hanbel, III/26)

Allah’ın Rasûlü, ümmetine, bir kabristandan geçerken:

“Esselâmu aleyküm dâre kavmin mü’minîn (Selâm size ey mü’minler yurdunun sâkinleri)” şeklinde selâm vermeyi emretmiştir

(Müslim, Cenâiz 102; Ebû Dâvud, Cenâiz 79; Nesâî, Tahâret 109; İbn Mâce, Cenâiz 36)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا

Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.

"Nefis ve nefsi düzeltene and olsun"

ŞEMS Suresi 7. ayet

ALINTI

Biz peygamberlerin ve îmamlann bedenlerini görmedik. Fakat açık bir şekilde bilgimiz de belirle-niyorlar. Ve bu belirlenme mücerret bedenlerinin evsafından değil­dir. O, belirme onlar hakkında bildiğimiz ruhani vasıflardır.

Sen görüyorsun: İki kardeş son derece birbirine benzedikleri halde ruhları arasında son derece ayrılık var.

Çirkin bir beden ve iğrenç bir şekil görüp de onda o şekle uy­gun bir ruh bulmamak çok ender oluyor. Yine vücudunda bir afet görüp de ruhunda ona uygun bir afet görmemek çok enderdir. Bu­nun için feraset sahipleri insan hallerini bedenlerinin şekillerinden öğrenirler.

Güzel bir şekil cemalli bir suret mütenâsip bir beden görüp te onda, ona uygun bir ruh bulamamak çok enderdir.

Melekler taşıdıkları bedenleri olmadığı halde birbirinden ayırt edilirler. Cinler de öyle... İnsan ruhlarının ayırt edilmesi tarik-i evlâ ile olur.

ALINTI SONU

Daha önceki sohbetlerimizde bahsettigimiz, "Ruh Babasi" bir bebegin annesi ona hamileyken, senin bir oglun veya kizin olcak ve bu bebegin ismini "... flanca" koy diyen birileri oldugunu, ve onu annein rüya sandigi ve fkat gercek rüya olan bir rüya ile rüyalandigini yazmişdik söylemişdik. ve işde o kimsenin ,o bebegin "Ruh Babasi" oldugun u söylemişdik. ve o yaklaşik 40 ile 80 günlük olunca, o bebege ruh babasi gelir, ve ruh babasinin görevi, bebegin anne karninda dürüyen bebegin, ruh yolunu (nefes ve oksiejen yolunu) ve dübür yolunu yani barsak yolunu acmak ile sorumludur. ve öyleki bunuda daha önce ruh bahsinde bahsettik. ruh demek "ve nefahte" ayeti ile sabit olup icine oksijen girmeyen bir bedende can yokdur, ona oksjien girip cikmaya, yani nefes almaya başladigi an can kazanir, oysaki anne karninda nasil nefes alcak, işde orda onun nefes yolunun, ve yani nefes borusu, ve cigerler, ve agiz yolu, ve burun yolunu acmak ile sorumnlu olan, ruh babasidir. yani ruhunun yolu yani nefesinin yolunu acmak ile sorumludur. ve yine bazi ruh babalari vardir, onlarda onun dişlerini döşemek ile sorumludur ki, o babalarin misiri yerken dökmeden yemiş olmalari onun(cocugun) dişlerini döşemeleri demek olur. ve eger cok tanesini dökerse bir misirda, o zaman onun dişlerinden, ne kadari dökülcegini gösterir, saglam kalanlar, yedikleri saglam dişlerini ve fakat döktükleri ise, eksik veya sonradan dökülcek olan dişlerini, o yerken döşemiş olur.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Bir Hadisi şerifte buyurdular

” Ben Latif bir cevher idim. Arşın etrafını dolaşıyordum. Allahu Teala bana nazar eyledi. Sıkıldım ve terledim. Benden yedi damla ter düştü;
Allah-u Teala
birinci damladan Ebu Bekir´i
ikinci damladan Ömer´i
üçüncü damladan Osman´i
dördüncü damladan Ali´yi yarattı.
Beşinci damladan Gül
Altıncı damladan Pirinç
Yedinci damladan Kabağı yarattı.”

--------------

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Bir Hadisi şerifte buyurdular

"Pirinci dökmeden yiyin"

(Hadisi şerif)

ve pirinci daha önce yazdik yarasayi temsil eder, yarasanin dişlerini, ve yine yukardaki hadisde gösteriyor, hz Ali esedullahdir ve aslan ve kaplan, kurt, köpek dişleri gibi sivri dişlileri temsil eder ve diyor muhammed: beni ilk tasdik eden kuş yarasa kuşu yani, isa kuşu veya, isa ben gelmeden beni tasdik etdi demek istiyor, ve yine Hz Ali Kerremallahu veche, ilk kabul edip ikrar edenlerden, yani aslanve pirinc dişli hayvanlar cinsi, ve insanlardaki ise köpek dişi denen sivri dişleri temsil eder ve muhammed onlarin zayi olmamasi için dökmeden yiyin dökersenizde toplayip yiyin dmek istedi zayi etmeyin dedi, yani köpke dişleri önemli diş ve onlar insanda zayi olan diş olmasin dedi amma, bunu kac kiş anlaybilcekdi ki o devirde, kim anlayacakdi, şimdi dahi o makama cikmamiş, bu konuda cahil olan birisi anlamaz.

yine başka bir ruh babasida, onun saçının sıklığını kalinlığını kivircigini, yahut dik kafalami olcak, mülayimmi olcak, biride onu ayarlamak ile sorumludur. artik kirk gün ile 80 gün veya 3 ay arasinda, sira ile ruh babalari anneye dahil olur,ve onun (dogacak Cocugun) vücdunun bazi özelliklerini yapmak ile sorumludurlar, ve yine bu işlemi her ne yaratan Hak Teala olsada , anne karninda da, annenin rahmi yapsada, işde onun manevi olarak oluşmasinda ruh babalari sorumludur, ve 80 günlük oldugundaveya3 aylik oldugunda artik onun bedeni tamamlanmiş olur, ve onun icine nefes üflenir, ve melek gelir ona oksijen üfler, ve artik o nefes alip vermeye başlar, ve kalbi atmaya başlar, o oksijeni vücuda pompalamaya başlar, kan ile vücüda oksijen pompalanir can ve ruh kazanmiş olur.

işde vücudun her oragani için bir adet nebat (Bitkisi) vardir, o nebatin yenmesi icilmesi ile, o aza(organ) oluşturulur, yine vücudun her azasi için bir babasi vardir, hani derlerya saclari falanci gibi, filanci gibi, dişleri bilmem ne gibi, işde onun ruh babasinin ne olduguna bakar, balikmi inekmi, danami, kocmu, koynunmu? onun dişlerini yapan baliksa, baliga verildiyse o ruh babaliga kemaline ermiş bir balik cibilliyatli Ruha babasi eger prana baligiysa, işde "Hawkings" gibi oluverir, işde o yüzden insan evrimle falan olan degildir, insan ulvi ruhlarca can ve ruh kazanan bir varlikdir. hayvanlar maymun olsun, tilki olsun, aslan, kaplan, börtü, böcük olsun onlar hepsi birer sifattir. bir azanin insandaki bir organinin ve veya duygusunun sifatini temsil ederle sadece. ve maymun ve muz: sadece insandaki kol oranini ayarlayan bir ruh babasinin sifatidir. ve o anne karnindaki cocugun kol uzunlugunu ayarlamak ile sorumludur, o (muz ve maymun) kemelata ermiş, yani muz cikita muz bir anne veya baba, o cocuk ruh babaligi, yapinca o cocugun kol orani ayarlanir. yine eger o cocukda, ruh babasi gibi bir maymun sifatinda olcaksa, ve meyvasi muz olcaksa, o zaman onun zekeride muz zekeri olcakdir. Allah maymunda da teceli eder, ve onun erkeginde de zeker ve rahman vardir. Maymunda tecceli eden rahmana, yani Maymundaki Zeker olan Allaha "J Rahman" denilir ve yani "banane jo" yaz google görürsün nedir banane Jo lar. onun zeker büyüklügünü ayarlar. ve yani Hz Ali Zülfikar ve "Y Rahman" veya "Y "Yarah yani Y catal zeker oldugu gibi, banane jo larda "J yarah" " J Rahman" demekdir. ve yani sertleşmeden önce aynen muz gibi aşagi sarkan, ve fakat sertleşince insanin ilerisine önüne dogru degil, aynen J deki gibi, muzu ters cevir, önden hafif bir kavis ile cikip, dikey, yani vertikal dik duran ve aynen dünyanin ekseni kadar bir aci ile dik duran "J Zekerli" cocuklar olur. yani "muz yarah" muz rahman veya maymun aileside, jungle ailesinden bir fert olur, ve her harfin bir zeker tipi vardir,ve bir meyva bitki ve nebati temsil eder. ve rahmanlar da yani (zekerlerde) rahimlerde, kadinlar ve erkekler, yani kiz cocuklar, ve erkek cocuklar bu grublara münhasiran: kol, kanat, sac, kaş, agiz, veya diş gibi özellikler taşir. ve yay burcu için agzi geniş bir cibilliyattir, aynen ok ve yaydaki yay gibi. Harflerden ne yaya benzer D harfi Yayi temsil eder, ve eger, o cocugun agzinin ruh babasi bir yay burcuysa, o kimse, yani kemaline ermiş bir yay ise onun anne karnindaki agzini ve büyüklügünü yapmak ile sorumlu olunca, ona bir adet D agiz verir, ve kaderine bir D yazilir, ve ve isminde veya soy adindan bir adet D Bulunur ya "d" olur yada "D" olur onun agzi,.........

---oOo---

Bir kac dangil diyorki neymiş insan maymundan gelmişmiş.

Allah demiyormu Kuranda, Yaptiklari Hata yüzünden dünya attik onlari(Hz. Adem ile Hz. Havvayi) diye,
Dünya sifir kilometre hicbirşey daha icad olmamiş, öyle takim elbise fabrikasi hatemoglu altin başak daha kurulmamiş, Hz Ademin kişin sirtin alacagi bir sakkosu yok bir palto icad olmamiş, neyle sogukdan koruncak, mamutlar (fillerin ilk versioynu) kuzey kutbunda yaşarlarken onlar tüylüymüş, cünkü yöreye ve mevsme ayak uydurmuşlar, soguga karşi üzerlerine tüy üretmiş vücutlari, mevsime uyum saglamişlar .sonta büyük soguk buzul devri olunca, ordan aşagiya inen göc eden fille,r bu sefer sicak afrika hindistan gibi bir yere inince, ne olcak sicakdan terlememek için, mevsiem uymuş, bu sefer ciplak olmuşlar, yani kil dökmüşler. peki bunu biliyorsan niye Ademin hartemoglu paltolya cennetten inmedigini bilmiyon ahmak. "Kylie Minogue" gibi konsere gittgi yere bir konteyne elbise eşya götürcek kadar elbisesi eşyasi yok. bir yol yok yolak yok, ne olcak onun vücüduda kişin sogukdan üşümemek için KILLANDI tabikine, ve ne derler Erkegin KILLISI Ademden kadininki ise AYIDAN duymadinmi bunu sen.
ve yine neymiş cilali taş devriymiş, lan angut demir daha cikarilmamiş, demirin nasil işlencegi bilinmiyor, SIFIR kilometre dünya diyoz işde angut, öyle olmasina ragmen akilini caliştirmişda, mizragina taş baglayip avlanmiş, lan angut adem ile hava cennetten kovulup dünya inince senin köşedeki bakkal amca yok, merkezdeki market gibi marketi bakkali yok, bir lokma için araycak bulcak avlancak da yiyecek, ne yapacak ya başka beyinsiz evrimci.

ee neymiş egilerek yürüyormuş maymun gibiymiş, lan dangil ,Hz Adem avalanirken gördü, aslana bakti kaplana bakti, nasillar onlar, hepsi egilik vaziyette, nasil avlaniyorlar bakti gördü, oda avini yakalaycak koşcak, insan aynel yakin, görerek taklit ederek ögrenen bir varlik, bir insan gördügünü taklit edebilen varlik, bakti kaplan böyle kedi böyle bilmem kim böyle davraniyor, ne yapcak oda egildi belkide, degilmi, sonra bir bir ihtiyaci olan şeyleri icad etttikce dogruldu dikildi giyinmesini ev yapmasisni ögrendikce gelişdi işde. yani buna maymundan gelim denirse, söyle şimdi de görelim maymundan geldigni iddida et görelim .

---oOo---

   

ve Tassvvuf derslerimze kaldigimiz yerden devam ediyoruz ve en son raziye ve marziyeden bahsettik ve geldik "mürşidi Kamil" veya "Nefsi Kamil" ve "Nefsi Kamileye"

Nefsi Kamil - Nefsi Kamile Nedir?

Öncelikle Nefis demek Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü ,

şoför Manasindadir. ve Bu Motor ve araba yaptiklarindan hesaba çekilcek

olduğu için,

onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler

yaptirilabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir.Yani sürüş

kurallarini ögrenmek gekekir. ve burada islamin şartlari olan namaz ve

oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayi,

yani nefis atina, motoruna gem vurmayi, veyahut arabasinda, nasil fren

sistemini kullanmasi gerektiğini öğrenir. ve oruç ile yemeye helal olan

birşeye gem vurulur. daha sonra cima ya gem vurlur, yani frene basmasi

öğenilir. ve bunu öğrenince, artik insan islamin haram ve yasak dediği

durumlarda, frene basip nefis atinin gemini çekerek onu durdurur. ve

nefis kazandiği derece ile makam kazanir ve terbiyet ehli olur. ve işde


Nefsi Kamil - Nefsi Kamile Nedir? Denilince

Nefsi Marziyeye ulaşmiş, ve Allahin Razi oldugu yeri ögrenmiş bir kul, artik Allahu Tealanin isimleri ve sifatlarinda kemala dogru yolculuguna başlar. ve önce ona Rahman nedir ögretilir, yani zeker ve erkeklik babalik nedir ögretilir, eger insan veya o sofi, o mürid, bunda dangillik edip anlamazsa, kadinsa kocasi babasi elinden alinir, ve babasiz veya kocasiz kalir, cocuklarina hem ana, hem babalik yapmak durumunda kalir, ve babalik neymiş ona hakkal yakin tattirirlar azizim, öyle vay baba işde cocugu dogurtan adam diye yüzeysel bir bilgi degil, bizzat yaşarsin baba neymiş rahman neymiş, veya baba olarak dogarsin bir ömür babalik yapip bizzat baba olrak hayata, insanlik alemine cirak cikarsin, yada senin elinden o alinir ve, bak bakalim o olmayinca neler oluyor, ve sonrada, haaaa rahmanin görevleri şunlarmiş, keşke (rahman) bababimiz yaşasaydi, keşke kocam yaşasaydi diyecek vehamete kadar düşersin. ve eger anlamazsan senelerce öyle sürünürsün hem baba, hem ana olmaya devam edersin. ögrenmeyen geçemezki ikinci basamağa. ve ikinci basamak annelik yani rahim, yine anneligi rahimligi kolay bişey sanan dangillardan, karisi kizi elinden alinirda, mahrum edilirde, yahutta cocugu olmaz, annelik nedir bilmez, kapi kapi doktor doktor cocuk ararda, ne baba ne anne olabilirler, cünkü ne rahim (Anne) nedir bilir nede rahman (Baba) nedir bilir, ve sonunda öyle hale gelirki,mesala bir KIZIM olsunda isterse toprakdan olsun ve ya mesala bir baba erkek Temili misal ile "Ali" oglum olsunda isterse toprakdan olsun diyecek acziytee düşer. ve bir bardak su vercek kimse bulamaz. ve hem anne, hem baba, hem cocuk ,hem ebeveyn olmuşdur. ZITLAR ancak yoklugunda kavranabilir kurali geregi, bu yüzden elinden alinanin kiymetini, elinden gidince, o zaman anlar. eger bu köprüyüde aşabilirse, anne nedir rahman nedir rahim nedir, görevleri nedir, anlayinca bu sefeer , el alim ismi gelir. ve bilginin önemini anlayacak amma, bilgi olmadan hicbirşeyin, ne oldugunu kavrayamaz, ve cahil olur, ahmak olurda, kafasini taşlara vuran ahmak olurda, "onlar kördür sagirdir,.." ayeti ile bilginin kiymetini bilmeyen, allahin el alim ismini anlamayan, dangillerdir onlar yani ahmak takimi, ve böylcee artik her gün, her an, yeni bir isimde yeni bir sifatta yolculuk edilir, ve bunun sonu hududu yokdur, el hakim ismine gelince, mesala seni bir hakimin yanina verirler, bak kulum ben hakim olunca, ne yaparim bak gör ögren denilir ona, ve hakimin yaninda cirak cikar. eger orda hakim olupda, hak yemeyi ögrenirse, yalancilarin avukati olur, dangillarin sözcüsü olur, kafirlerin yardimicisi olur, ve sinifda kalir, ikinci hayatta ona o yedigi haltlar, yaptgi haksizliklar taddirilir, ve atarlar sucsuz yere hapse, ve seenlerce orda adalet ve dogru hakim bekler, senmisin allahin adaletine ve hakim ismine dangillik eden, ve yine Raşid ismini ögrenecek ögretmen ederler adami, Allah nasil ögretmenilk eder ögrenir, ve eger ögrenemezse, bunu anlamazda ögretmenlige raşidlige hiyanet ederse, iliminin zekatini verip, insan vce cocuk yetiştirmezse, başina adami ögretemen veya mürşidi kamil ederlerde, bir ömür insan yetiştirmek durumunda kalir, insan deveya hendek atlatamazken, dangillere, ahmaklara, cahillere, laf söz anlatcan, adam etcen diye, bir öbür boyu debelenir durur.

ve böylece insan, işde Allahin ismlerinde mahir olunca, ve bu nefsin iki türlü boyutu vardir bir "nefsi kamile" birde "nefsi kamil" yani aynen bir rahman erkek ve zeker cikintili, ve birde rahim girintili cukurlu, bir dag ve bir göl veya deniz gibi oldugu gibi, nefsi kamil erkek, versiyonu ve kamile ise cukurlu, ve eger kamileyi ögrencekse,yani dişi SADIK degil SIDIKA yani yeni versiyonu onun dişi ve kadin olcakdir. ne zaman kamileye erdi o zaman bir kiz cocuk olarak dogar artik. veya nefsi kamil e erdi hep erkek olanlarda ilerledi, yani rahman kamil ,sadik SIDIKA, rezzak, rizika saffet safiye, gibi dogacagi versiyonu onun kemal buldugu veya anlayamadigi takildigi yerde, daha iyi anlamasi için, dangilliginin gitmesi için, yeni versiyonu, o isimde olur, yani saf ve temizligi mi anlamadi onu saffet veya safiye eder dogurtur bir anadan Allahu Teala de, temizlik saflik nedir ögretirler, ve yeni versiyonda temizlik hastasi olur cikar,......
ve böylece Allahin herşeyi ciftler, zevcler, ZIT kutuplar halinde yarattigi hikmeti aciga cikar, ve insan ya dogacagi yeni versiyonu olan bir erkek cocukla kemala erer, yada kadin ve dişi KIZ cocukluga erer. ve seyri süluk artik, onun kemalatina bakar, hangi dersden sinifta kaldigina bakar, hangi dersden zorlandiysa, ve sinifda kaldiysa, o ders ve o isim ile dogar, ve ona bir ömür boyu ögretilir artik.
ve Allahin milyonlarca isimi ve sifati vardir ancak, Allah bunlardan 99 için bunlar, en güzel ismlerimdir buyuruyor, ve bunlari "(esmaül hüsnayi) ögrenen(yaşyan tadan) cennete yol bulur" dedi muhammed, yani anne karnina gecip dogar demekdir.

Rabbim bu makama ulaşinca, DANGILLLARDAN, ahmaklardan, cahil cühelalardan olmakdan muhafaza buyursun hepimizi.
ulaşabilirsniz bu makama makaminiz mübarek olsun.

   

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn

Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 60. ayet

Meali:
“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 60. ayet
Sinusu ve cosinus : Dairenin icindeki biri digerine ters duran acilar, amma icindeki aci
Tangent : daireye teget olcan bir noktanin acisi
Cotangent: Dairenin dişindaki bir noktanin daireye acisi.
coook önceki vaazlarimizda bahsettgimiz gibi cinler tangent varliklar, insanlar yine bir nevi tangent varliklar yani dünyaya teget duran, yani dünyanin üstünde teget vaziyette yürüyor, teget dünyaya degiyor, yine havanlar tangent yani düyaya degiyor vaziyetteler, yine cinler de öyle amma onlar dünya atmosferine teget olan ucabilen canlilar, ve kuş ve böceklerin ucanlari gibi kanatlilar, ve yine dünyadan kopup gezebilen her canli yine cotangent ile hesabi yapilan varlik. ve dünya dişi her varlik dünya cotangenttir. yine kuşlar böcekler ucunca cotangentirler,resimdeki yine kirmizi renktekiler "sinus30° = cos60° " eşittir öyle olunca magma ve ateş şeytan grubu sinus yani dünyanin icinde ve dibinde olanlar ve sinus ve nebisler ise, yani bitkiler, ve yeşil olup dibden yüze cikanlarin acisi. ve yine balik cinsi ise "Cenis" ve "Danis" ve "Deniz" acisi ile hespalanabilen varliklar. yani derinde dibde ve fakat yüzebilen veya hareket edebilen canlilar. ve her sinusun bir tane cosinusu var demekdir. ve her tangentin, bir cotangenti var demekdir. bu öyle olunca, dünya dişindaki her varlik cotangenttir dünyaya, öyle olunca bu bir yildiz olsun, veya gezegen olsun, ve o dişdaki gezengendeki bir canli olsun, yine bize ve dünyamiza cotangenttir, ve şeytan aleyhillane dünya dişi bir varlikdir, veya varliklardir, onlarin dünyada bedenleri yokdur, ve kötü ruh dedigimiz karanlik enerjilerdir, duman ateş ve radyoaktivite gibi dalga boyutunda yapilari vardir, ve onlar bizim gibi bir bedne sahip olmadilkarindan, ve bize düşman olduklari kuranada sabittir yakurdaki yasin suresindeki ayet ile sabitir. ve öyle olunca geri zekali bilim adami başina belami ariyon, dünya dişi varliklar cotangent ve şeytanlar, veya melek cinsi ulvi ruhulu varliklar demekmiş, öyle belanimi ariyorsun sen, cotangent varliklara ulaşmaya calişiyorsun, haydi iyi meleklere rastladik diyelim, birde cotangent ve radyoaktivete cinsi, duman cinsi, şeytan cinsine rastlarsak!! zaten onlarin ucup gelenlerinin yaptigi nanelere bakda gör, onlar aduvvun mübindir, diyor Allah, cok cetin düşmandirlar diyor. kime düşman insan soyuna, irkina düşman. ve öyle olunca. onlarin bu dünyada bir bedeni olmayince, cotangent olunca, temsili misal ile "Kabil" in icine girer "Habili" öldürür, veya öldürtür. yine amerika olur hiroşimaya atom bombasi atar, Adolf Hitler olur yahudileri yakar, mülümanin diyenlerin icine girer, "allahu ekber" diyerek, adam öldürür. yani insan irkina düşman kardeşim bunu anlmayacak varmi, ahmak olmak lazim anlamamak için. taa ademden beri bu soyun düşmani, ve onlari tüketmek için, icine kiran giriyor. yine kurtun icine girer koyunlari telef eder, yani aduvvvvvvvvv. cotangeeeeeeeeeeent dünya dişi yaratiklar.
peki neden amerika olduda japonyaya atom bomasi atdi? cünkü japonlardan birisi şeytana savaş acmişda, oda ona karşilik koskoca iki şehiri yakdi, yani radyo aktiv varliklar, yakdi gecdi, senmisin şeytanla iddahlaşan, ahmak, bak gör halini, onlar cetin düşman, onunla senin cüssen bir degil, baştan demedimi kendinin üstün varlik oldugunu, insanin kuru toprak oldugunu . ve Allah Ona "senide dünyadaki ekin olarak bitirecegiz dedi" ve öyle olunca onunda bir bitki hali var, yani nebis acisi var, yani sinus cosinus karşiligi olan acisi var. öyle olunca onun sinusu veya cosinus cinsinden bir karşiligi demek, işde onun bir bitki veya havan halindeki sifati demekdir. yani öyel olunca, "biber, aci biber" gibi acilik ile yakan pişiren bitkiler" , yani "Dumansiz Ateş" işte o şeytan cinsinin bitkileri ve cotangentinin sinusu cinsinden cosinusu cinsinden olan karşiliklari demekdir bu, ve insanlardan olan şeytan ve cinler varmiş, hani kabilin icine girince, kabil kötü ve şeytan askeri oldu, o kime düşman bütün insanliga düşman, kabile habili öldürttü. ardindan zaman gecdi, kabilin torunundada kabilden cikip torununa girdi,bu sefer kabili öldürttü. bu IRK sanma sana dost olur, olmaz, yarin senide katlettirir. vay vayy ahmak olmamak lazim, bu dünya dişi pis ruh cinsi, işde bütün insan soyuna irkina düşman. öyle uzayi falan arayip durmayin, başiniza bela almayin, tehlikesi cok bunlarin bütün cotantler için ayni, ve ancak ulvi ruhlar cebrail mikail gibi, onlar zaten insanligin hayrina ugraşan, ve yardem eden ulvi ruh taşiyan canlilar yani melke dedigimiz varliklar. onlarda yine bedensiz latif varliklar, işik gibi renkler halindeki nurlar halinde olan, karannligin düşmani olanlar yani.
Temsili misal ile Pekmezle tahini kariştirinca "damilla" veya pekmezli tahin olur, yeni bir ürün fakat, onun parcalari onu oluşturan parcalar onlardan ayri birşeyler degildir. o yine parcalari ile pekmez ve tahindir, ancak artik biribirene karişinca ayrilmaz ikili olmuşdur. yine insan ve tohumu cocuk, anne ve babanin karişimindan meydana gelir, ve bazi parcalarini anneden alir, bazilarini babadan, anneden aldiklari belli: yedigi ekmek, elma muz,.... onda et ve hücreye dönüyor, bunlar belli. oysaki babasi ona sadece bir meni ve tohum verdi, o zaman baba parcalari nerde hani, işde rahman veya baba parcalarida, işde o kemaline ermiş olan babalar, onun "Ruh babasi" yukarda yazdgimizi gibi hislerini aklini ve fikirleriniri, ve rizikinin nerden olcagini ömrünü, ne işle meşgul olacagini, agizinin yapisi, gözünün rengini, ve kulagi nasil, elleri ne kadar uzun, tirnaklari nasil olcak, onlari yapmakla sorumlu. bu özellikler ruh babalari tarfindan o cocuga verilir, yoksa hepsi annden hepsi anneden olurdu. halbuki anne karninda onun şekillenmesi ruhu ile alakalidir. ve olgunlaşmiş ruhalr olan "ruh babalari" sayesinde erişir. ve ruh babalarida, onun cocuk halini alacagi tam ilk 3 ay boyunca devam ederek, ve sirasi geleni, rabbim o anneye gönderip dahil eder, ve o ruh onu şekillendirir, egeeeeer süfli bir ruh ona tasallut ederse, işde ayni damillanin pekmez ve tahinden oluşdugu gibi, ruh babasi kötü bir şeytan veya şeytan askeri ve cinlerin süflileriyse, o cocukdakötü özellikler meydana gelir ve, kötü ve katil, hirsiz, yalanci zinakar, kumarci,... gibi süfli ruhlu bir insan olur. ve artik o süfli ruh babasi ona gelip gelip vesves verirde, ona, kabilse habili öldürtür gecer sonra gider torununada kabili öldürtür yani aduuuuuvvvvvvvv.

---oOo---
ZAMANIN RUHUNA gelince o MEHDi aleyhisselamdirki, Allahin 99 esmasi onun üzerinde kemal bulmuşdur. en az 99 esmasi üzerinde kemal bulmuş olan her mümin, artik ulvi ruh derecesine cikmişdir, ve zamanin ruh babalarindan bir babada o kimsedir, bazilari bir esmada mahir olabilir bir bazisi iki üc, bir bazisi 5 on, amma 99 ve üstündekilerinde mahir olan azdir, ve zamanin sahibi Mehdidir.

"alllahümme sali ala mehdi, ve ala eeli mehdi."

---OoO---

Rabbim, bu azili düşman, şeytanlar ve ordusu, yani dünya dişi cotangent yaratiklarin, süflilerinin şerrinden, beni ve cemaatimi muhafaza eylesin. cotangentlerin ulvileri olan melekler ordusu ile, beni ve cemaatimi desteklesin.

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 5 Mart 2016 Cumartesi

Original Kar © glan





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)